Genel Başkanımız, Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanında açıklamalarda bulundu

Mardin Olağan İl Kongresine katılmak ve temaslarda bulunmak üzere iki günlük ziyaret için bulunduğu kentten ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici'nin Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanında yaptığı açıklamalar şu şekilde:

“Mardin'de olmaktan, Mardinlilerle buluşmuş olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmeyi istiyorum. Ev sahiplikleri için, misafirperverlikleri için başta kıymetli Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere, İl Başkanımız Salih kardeşime ve diğer teşkilat yöneticilerimize, Mardinli esnafımıza, velhasıl tüm Mardinlilere teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum.

Mardin sokaklarına çıktığınızda belki Mardinlilerden çok hem ülkemizin hem de dünyanın değişik yerlerinden gelen misafirleri görüyorsunuz. Onlarla da buluşmak gerçekten çok güzeldi. Hatta İl Başkanımıza dedim ki ‘Sadece Mardin'de teşkilat çalışması yapsak… Çünkü tüm Türkiye'den buraya gelenler var, dünyadan gelenler var. Çok başarılı oluruz’ dedim. Buna dikkat çektim, buna ağırlık verin dedim.

Gerçekten tarihi dokusuyla tabii ki bir medeniyetler şehri aynı zamanda Mardin. Kültürüyle çok kıymetli bir şehrimiz, kadim bir şehrimiz. Onun için burada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duydum.

Büyük Birlik Partimizin olağan İl Kongresini gerçekleştirmek üzere buraya geldik. İl Başkanımız Salih kardeşimiz, yöneticilerimiz gerçekten güzel bir hazırlık geçirmişler, yapmışlar. Çok güzel bir il konferansı gerçekleştirdik. Siz de takip ettiniz. Ben başta İl Başkanımız Salih kardeşimiz olmak üzere, yeniden göreve seçilen tüm yöneticilerimize de, yönetim kurulu üyelerine de hem hayırlı olsun diyorum hem başarılar diliyorum.

Büyük Birlik Partisi kurulduğundan beri, Türkiye'mizin diğer illerinde var olduğu gibi Mardin'de de hep var olmuştur, ilçelerinde var olmuştur. Bundan sonra inşallah daha güçlü bir şekilde var olacaktır.

Çok güçlü kalabalığı yüksek, heyecan dozu yüksek bir kongre gerçekleştirdik. Türkiye'de de bayağı ses getirdi. Buradan hem ekonomiyle ilgili hem terörle mücadele konusunda hem gündemdeki diğer konularla ilgili mesajlarımızı da verdik. O da gündemde geniş yer buldu. Bu da siz kıymetli basın mensuplarımızın aracılığıyla gerçekleşti. Bunun için de sizlere de ayrıca şükranlarımı sunmak istiyorum. 

Tabii şunu gözlemledik: Mardin gerçekten tabii doğal olarak zaten güzel bir şehrimiz. Güzel insanların yaşadığı bir şehrimiz. Farklı kültürlerin olduğu bir şehrimiz. Farklı etnik kökenlerin var olduğu bir şehrimiz. Farklı inançların olduğu bir şehrimiz. Ama bir hoşgörü şehri ve burada farklı etnik kökenlere sahip insanlar. Arap’ıyla, Kürt’üyle, Türkmen’iyle kardeşçe bir arada yaşıyorlar. Aynı şekilde Müslümanlar, diğer mezhebi inanca sahip olanlar, Süryaniler gibi farklı inanç kesimleri, onların da burada çok rahatlıkla bir arada bir hoşgörü ortam içerisinde yaşadığını gördük. Bir huzur şehri aynı zamanda Mardin.

TERÖRDEN ARINDIRILMIŞ BİR TÜRKİYE

Tabii bunda devletimizin, hükümetimizin son yıllarda geliştirdiği politika, bölgenin terörden temizlenmesi, tamamen terörsüz bir Türkiye var zaten şu anda. Bu bütün bölgede hissediliyor. Bölgenin tamamını geziyorum. Hele ki bu dönemde il kongrelerimiz, ilçe kongrelerimiz vesilesiyle daha fazla gezdik. Burada da bunu çok net bir şekilde görüyoruz. Türkiye terörden arınmış bir şekilde bütün bölgeleriyle arınmış bir şekilde İnşallah bu kalıcı bir hale getirilecektir, diye de düşünüyorum.

Valimizi de ziyaret ettik. Biraz önce de söyledim, aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanımız kendisi. Son yıllarda görevi devraldıktan sonra belediyede inanılmaz hizmetler gerçekleştiriyorlar. Bu da neyi gösteriyor? Bu da geçmiş dönemde yani PKK'nın siyasi uzantısının elinde olduğunda belediye kaynakların başka yerlere harcandığını ama bu dönemde kaynakların tamamen belediye hizmetlerine ve Mardinlilere harcandığını görüyoruz.

Mesela şöyle bir örnek vereyim size. İlk DEM Parti olduğu dönemde bu 7-8 aylık dönemde toplam 8 kilometre asfalt yapılmış. O da zatı şahanelerinin belediye başkanının köy yolu. Ama kayyuma geçtikten sonra 500 kilometre asfalt yolu yapılmış. 8 kilometre nerede, 500 kilometre nerede? Aynı zamanda ödenmeyen borçlar, 1 milyara yakın borç ödenmiş. Yani diğer hizmetler yani şehrin güzelleşmesi, çöplerin toplanması, köy yollarının yapılması, kaldırımların yapılması, insanların su başta olmak üzere diğer ihtiyaçlarının hem sulama suyu hem içme suyu bunların karşılanması, bütün bu noktalarda gerçekten çok güzel hizmetler verilmiş. Bunları görmekten de büyük bir memnuniyet duyduk.

MARDİNLİLERDEN GELEN TALEPLER

Tabii şu konuda da çok büyük bir talep geldi. Çevre yolunun bir an önce vatandaşlarımız tamamlanmasını istiyorlar. Bitmesini istiyorlar. Bu konunun acilen çözüme kavuşmasını istiyorlar. Biz de tabii ki bunu ileteceğiz. Şehrin güzel bir kültür merkezine işte bu toplantılar yapabileceğimiz bir salona ihtiyacı olduğunu gördük. Onunla ilgili de biz üzerimize düşen vazifeleri yapacağız. Gerçekleştireceğiz.

Bazı alanların bazı yerlerin trafiğe kapalı olması noktasında Valimiz aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi bu konuda da gerekli çalışmaları yapmış, gerekli düzenlemeleri yapmış. Rahatlatmışlar şehri geçmişe göre. Turistlerimizin yerli yabancı gezeceği alanları da rahatlatmışlar. Yani ben geçmiş yıllara göre daha güzel, daha değerli toplu, daha temiz bir Mardin gördüm. Bunun için de mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum.

MARDİN’E YATIRIM TEMENNİSİ

Dediğim gibi Mardin daha çok yatırımı hak ediyor. Çünkü burası sadece Mardinlilerin değil Türkiye'den ve dünyanın pek çok noktasından yerli ve yabancı turistin yoğun olarak memnuniyetle çok üst düzeyde memnuniyetle ziyaret ettiği bir şehrimiz. Ben işte ziyaretçilerle de konuştuğumuzda bundan da büyük memnuniyet duyduklarını ifade ettiler.

KEŞKE SAMİMİ OLSALAR

Ne kadar terörden arınırsa, terörden temizlenirse o zaman oraya harcanacak bütçeler yatırıma, yola, suya, buralara harcanacak. Tabii şunu da gördük burada. Konuştuğumuz insanlar da bunu söylüyor. Biz de bu düşüncelerimizi defa kendiyle getirdik. Keşke samimi olsalar. Keşke devletin, hükümetin, siyasetin kendilerine uzattığı eli samimi bir şekilde sıkıp da gerçekten samimi bir şekilde silah bıraksalar, kendilerini feshetseler ve gerçekten bir Türkiye partisi haline gelse siyasi partileri. Ama bugün bile bunu görüyor muyuz? Maalesef görmüyoruz.

İMRALI GÖRÜŞMESİ SONRASI YAPILAN AÇIKLAMALAR

Vatandaşımızla konuştuğumuzda da bunun böyle olmadığını net söylüyorlar. İdarecilerimizle konuştuğumuzda bunun böyle olmadığını net söylüyorlar. Bir kere daha ifade ediyorum. Bakın şu İmralı görüşmesinden sonra ortaya dökülenler bile samimiyetsizliklerinin paçalarından aktığını gösteriyor. Değil mi? Kim ifşa etti? DEM adına gelen bir grup başkan vekili bunları ifşa etti. Değil mi? Bunları söyledi. Dolayısıyla da samimi değiller, samimiyetsizler. Kandil'den bir başkası açıklama yapıyor. Efendim şu olursa bu olur. Efendim terörist başı bırakılmadan hiçbir adım atılmaz. Biz zaten silahları göstermelik bıraktıydık diyor. Yani samimiyetsizliklerini çok açık bir şekilde ortaya koyuyorlar. 

Bir kere daha söylüyorum. Bu Güneydoğu, Doğu Anadolu bölgesinde yaptığımız ziyaretlerden de bunu alıyorum. Yani bunların ipi de taşması da Amerika'nın, İsrail'in, Emperyalistlerin ve Siyonistlerin elinde. Onlar bırak demeden bırakmazlar. Kendini feshet demeden de feshetmezler. Çünkü bunu bu bölgelere geldiğimizde çok daha iyi ve çok daha net görüyoruz. Burada yatırım yapılmasını istemiyorlar. Burada işsizlik bitsin istemiyorlar. Burası huzura kavuşsun istemiyorlar. Çünkü burada yatırım yapıldığında, burada istihdam olduğunda, burada işsizlik yok olduğunda, burada eğitim arttığında kendilerine hizmet edecek genç bulamayacaklar. Bütün korkuları bu.

Ama devletimiz bunu büyük oranda çözmüş. İnşallah dediğim gibi biz şehit ailelerimizi de ziyaret ettik, güvenlik korucularımızı da ziyaret ettik. Yani her kesimle görüştük. Ama dediğim gibi devletimiz nasıl 2015 yılından sonra terörle, anladıkları dilden mücadele ederek terörü bitirmişse, eğer dediğim gibi işte ‘Nush ile uslanmayanı etmeli tektir, tektir ile uslanmayan hakkı kötektir.’ sözden anlamayan elbette ki geçmişte olduğu gibi yine bedelini öder. Türkiye bu güce de bu kudrete de sahiptir.”