Yükleniyor...
2 Kasım 2024 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici Genel İstişare Toplantısında konuştu.

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Ankara Necmettin Erbakan Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genel İstişare Toplantısı'nda konuştu.  Birlik, beraberlik çağrısı yaptı, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi. Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici Genel İstişare Toplantısında konuştu.

“ŞÜPHELER GİDERİLENE KADAR DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak konuşmasına başlayan Genel Başkanımız Mustafa Destici, "25 Mart 2009'da kadar şehit Muhsin Başkanımızın ve onunla şehadete yürüyen yol arkadaşlarının hukuk sürecinin hiç yılmadan, usanmadan, bıkmadan bir an bile boşluk bırakmadan takipçisi olduk. Bundan sonra da bütün şüpheler aydınlatılıp her şey ortaya çıkarılana kadar da takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu şüpheler ortadayken asla biz bu hadiseye kaza demedik, demeyiz. Ta ki, bütün şüpheler ortaya çıkarılır, kimin ihmali, hatası, kusurlu, kastı varsa hukuk önüne çıkarılır, cezasını verir. O zaman milletimiz de biz de tatmin oluruz" diye konuştu.

“DÜNYA GAZZE’DEKİ KATLİAMI SADECE SEYREDİYOR”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, İsrail’in bir yılı aşkın süredir Filistin’de kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeksizin masum sivilleri katlettiğini hatırlattı. Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin İsrail’e silah ve on milyonlarca dolar para verdiğini söyledi. “İşlenen her cinayette bir sömürü sistemi olan dünya düzeninin gerçek yüzünü, bu kuruluşların birer yalandan ibaret olduğunu, amaçlarının ve varlık nedenlerinin dünyada devam eden çoğunluğu Müslüman olan insanların kaynaklarını yağmalayanların hukukunu korumak olduğunu bir kez daha çok açık bir şekilde görmekteyiz.” dedi.

“İSRAİL’İN VAHŞETİNE SESSİZ KALMADIK, KALMAYACAĞIZ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Türkiye’nin güvenliğine işaret etti.  Orta Doğu’da Arz-ı Mevud adı verilen Büyük İsrail devletinin kurulmaya çalışıldığını ifade etti. ABD ve İsrail’in, Büyük İsrail’in güvenliğini sağlamak için Türkiye’nin güney sınırları boyunca bir terör devleti kurmak istediklerini belirtti: Bu sebeple terörist İsrail'in gerçekleştirdiği vahşete sessiz kalmadık ve kalmayacağız. Bu soykırıma, bu hukuksuzluğa asla rıza göstermedik, rıza göstermeyeceğiz. Gücümüz neye yetiyorsa, ne kadarına yetiyorsa o kadar kardeşlerimize destek olmaya devam edeceğiz. Katile katil, teröriste terörist, sömürgeciye sömürgeci, soykırımcıya soykırımcı demeye devam edeceğiz.

“BAZI SUÇLAR İÇİN İDAM CEZASI İSTİYORUZ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, idam cezasının belli suçlar için yeniden getirilmesini istediklerini vurguladı. “Korkunç suçlarla karşı karşıyayız.” dedi ve ekledi:  Öyle hadiselere şahit oluyoruz ki, suçun hedefi olan vatandaşlarımızın ve onların ailelerinin yanında milletimizin neredeyse tamamı gördüğümüz vahşet karşısında infiale kapılıyor. İnsanların birbirlerine, topluma, hukuka ve devlete olan güven duygusu temellerinden sarsılıyor. Milletimiz yakın geçmişte başta Narin kızımızın barbarca katledilmesi olmak üzere birbirinden iğrenç, birbirinden korkunç suçların neden olduğu çok sayıda acıyı maalesef peş peşe yazdı. Bazıları benzer suçlardan daha önce ceza almış canilerin tahliye olmalarının hemen arkasından sokakta rastgele tanımadıkları insanlara saldırdıklarını tecavüz ettiklerini ve vahşice katlettiklerini gördük. Kadınlarımız çocuklarımız bazen etraflarındaki bazen hiç tanımadıkları katiller tarafından korkunç yöntemlerle öldürüldüler. Ve maalesef her geçen gün daha korkunç cinayetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Her vakadan sonra benzer şeyleri söylüyorum. Bir suçu engelleyemiyorsanız yapmanız gereken ilk önce yapmanız gereken şey o suça dair cezaları gözden geçirmektir. Devlet eğer çocuklarını koruyamıyorsa devletin kutsallığına dair söylenen her söz anlamını kaybeder. Hukukun en önemli fonksiyonu geçerli olduğu toplumu korumasıdır. Defalarca cari olan infaz sisteminin değişmesi gerektiğini, adli kontrol şartıyla serbest bırakma uygulamalarının yeni suçların önünü açtığını, mahkemelerde uygulanan iyi hal indirimlerinin o mahkemelere duyulan güveni yerle bir ettiğini, işlenen çok sayıda suç için yasalarda belirlenen cezaların yeterli olmadığını, ağır suçlardaki kısa infaz sürelerinin ve şartlı tahliyelerin suçun mağdurları başta olmak üzere milletimizin tümünde adalet duygusunu sarstığını, yeni suçlara zemin hazırladığını söyledik" dedi.

“DEM BİR SİYASİ PARTİ OLARAK TANIMLANAMAZ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, PKK terör örgütünün DEAŞ ve FETÖ gibi yapılanmaların yabancı istihbarat örgütlerinin kullandığı maşalar olduğunu dile getirdi. “Bunlar Türkiye'ye doğrudan namlu doğrultmaya cesaret edemeyen emperyalist güç odaklarının kullandığı hainler topluluğudur.” dedi.  Günümüz dünyasında herhangi bir terör örgütünün emperyalist bir devletin desteği olmadıkça ayakta kalmasının mümkün olmadığına işaret etti. Dış güçler istemedikçe terör örgütüNÜN asla silah bırakmayacağının altını çizdi. “DEM, bir siyasi parti olarak tanımlanamaz.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: Bir terör örgütünün kendi propagandasını yapmak, yasaların boşluklarından faydalanmak, kamu imkanlarını kullanmak gibi nedenlerle kurdurdu. Yöneticilerini, adaylarını, politikalarını, söylemlerini belirledi. Terör örgütünün iradesinin dışına çıkması mümkün olmayan herhangi bir yapılan demokrasi, hukuk, siyaset gibi zeminlerde herhangi bir yere koyamayız, koymamalıyız. Gelişmiş herhangi bir ülkede bu tip bir teşebbüsün gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi herhangi bir örneğine de rastlayamazsınız.

“TERÖR ÖRGÜTÜ VE APARATLARIYLA ÇÖZÜM SÜRECİNİ DOĞRU BULMUYORUZ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Geçmişte yaşanan çözüm sürecini hatırlattı, “Allah aşkına ülkemize ne faydası oldu?” diye sordu:  Hiçbir faydası olmadı. Peki ne zararı oldu? Örgüt yöneticilerinin ifadesiyle tarihinin en kötü günlerini yaşayan ve çözülme halindeki PKK varlığını güçlenerek yeni mevziler kazanarak yolda devam etme fırsatı buldu. Yapılan görüşmelerin basına sızması, sızdırılmasıyla terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti'ne denk bir taraf kılığına sokmaya çalışanlara imkân sağlandı. Bu minvalde, yüzlerce olumsuz sonuç söyleyebiliriz. Sonuçta bitmek üzere olan terör örgütü kanlı eylemlerine devam etti. Bunun için terör örgütü ve aparatlarıyla yeni bir çözüm sürecini asla doğru bulmuyoruz. Lakin Sayın Cumhurbaşkanımızın son grup toplantısında ifade ettiği gibi muhatap Kürt kardeşlerimiz ve bölgenin kanaat önderleri olmalıdır. Terör örgütünün lider kadrosu sözde siyasi partisi muhatap olmamalı ve asla muhatap alınmamalıdır. Bakın terör örgütünün uzantısı partisi DEM ne diyor; 'çözümü kimseden dilenmiyoruz. Onurlu barış için inisiyatif almaya hazırız' Türkçemizin yanına yeni bir dil, kimliğimizin yanına yeni bir kimlik, rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı al bayrağımızın yanına yeni bir bayrak eklemek istiyorlar. Milletimize soruyoruz; buna evet der mi?

“KÜRT SORUNU YOKTUR, TERÖR SORUNU VARDIR”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Anadolu’da Türklerin ve Kürtlerin bin yıldır birlikte yaşadıklarını söyledi. Kardeşlik vurgusu yaptı. “Kürt sorunu vardır” diyenlere seslendi: Kürt sorunu vardır diyenler bunu çıksın bize bir izah etsin. Mesela ana muhalefet partisi CHP'nin eski genel başkanına da sormuştum. Şimdiki genel başkanına da soruyorum. Nedir bu Kürt sorunu? Çıkın bir anlatın. Sadece vardır. Peki nedir kardeşim? Bu bir demokrasi sorunu mudur? Bu bir statü sorunu mu? Eğer demokrasi sorunu ise zaten demokratik olarak çözülmüştür. Yani bu ülkede dilse konuşma ise konuşma, televizyonsa televizyon, okulda eğitimse okulda eğitim işte medeni haklar, sosyal haklar, siyasi haklar bunların tamamı seksen beş milyonun hepsine eşit ve adil olarak verilmektedir. Ha statü sorunu olarak görüyorsan orada duracaksın. Statü sorunu ne demek? Bak nasıl açıklıyor. Geçen hafta ziyaret etti  Sayın Özgür Özel Demirtaş'ı. O ne diyor? Biz bunu bir statü sorunu olarak görüyoruz diyor. Yani ne diyor? Bayrağın yanına bayrak, dilin yanına dil, marşın yanına marş, üst kimliğin yanına yeni bir kimlik, özel bir bölge, öz yönetim ve daha sonra da devlet diyor. İşte buna Kürdüyle Türkmeniyle bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir asil vatandaşı müsaade etmez, etmedi ve etmeyecektir.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'Nİ HAİNLERE, TERÖRİSTLERE ASLA TESLİM ETMEYECEĞİZ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Esenyurt Belediye Başkanı’ nın tutuklanmasını değerlendirdi. Söz konusu başkanın terör örgütü PKK üyeleri ve sözde yöneticileriyle yüzlerce kez görüştüğünün tespit edildiğini hatırlattı. CHP’nin ‘KENT UZLAŞISI’ kılıfı ile belediyeyi terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM’li bir kişiye teslim ettiğini söyledi. “Kongregel KCK Yürütme Kurulu üyesiyle on dört, on beş kez telefonla görüşen birisinin nasıl belediye başkanı olarak kalmasına müsaade edebilir ki devlet? Etmedi ve etmemelidir. Aksi Türkiye'nin geleceğinin bir terör örgütüne kurban edilmesi demektir.”

“TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİNDE ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, istişare toplantısındaki konuşmasında TUSAŞ şehitlerini de andı. Savunma sanayine daha fazla kaynak ayrılması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'nin, Türkiye’ye ve Türk milletine düşmanlık etmeyi görev edinmiş bir lobiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti'ne katil, katliamcı, soykırımcı ifadeleriyle saldıran Türkiye'yi uluslararası alanda mahkum ettirmeye çalışanlar aynı kumpanyanın içindeler. Asılsız Ermeni soykırımı iddiaların içeride ve dışarıda avukatlığını yapmıyor mu? Yapıyor. Aynı topluluk Türkiye'nin Suriye'de sınırlarımızı ve Suriye'deki mazlum Türkmen, Arap ve Kürt kardeşlerimizi korumak için sınırlarımızın dibinde Türkiye'den toprak talebi olan bir terör devleti kurulmaması için asker bulundurmamıza itiraz etmiyor mu? Ediyor. Aynı topluluk Akdeniz'i bir Amerikan gölü haline getirmeye çalışan, ABD'nin Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne hapsetmesine engel olmak için, Türkiye'nin Akdeniz'deki uluslararası hukuktan doğan haklarını korumak için Libya'yla yaptığı anlaşmalara itiraz edip ABD tezlerinin propagandasını yapmadılar mı? Bu ülkede İstanbul İstanbul'un fethine işgal, Malazgirt zaferine istila diyen her biri Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan bir gafiller ve hainler topluluğuyla karşı karşıyayız. Bu gerçekleri ifade ettiğimizde vay vergiye itiraz edenlere hain dedim. Yaygarası koparanların maskelerini düşürmeye gerçek yüzlerini göstermeye devam edeceğiz. Ahlaksızlar, bölücüler kadar cesur olacak ve meydanı onlara asla bırakmayacağız.

“EMEKLİLERİN VE ASGARİ ÜCRETLİLERİN MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Ukrayna-Rusya savaşı ve pandemi nedeniyle hem dünya hem de Türkiye ekonomisini sarstığını söyledi. Acilen kamu harcamalarının kontrol altına alınması, sosyal güvenlik sisteminin revize edilmesi ve vergi reformu yapılması gerektiğini ifade etti. Bu önerileri hükümetin en tepe noktalarına ilettiklerinin altını çizdi.

Genel Başkanımız Mustafa Destici, sözü emekli maaşlarına getirdi: Temmuz iki bin yirmi üçte emeklilerimiz bir haksızlığa uğradı. Dolayısıyla bunun bu Ocakta telafi edilmesi gerekiyor. O nasıl olur? O şudur. Enflasyon farkı verilecek. Üstüne de beş bin lira refah payı verilerek emekli rahat ettirilecek.Genel Başkanımız Mustafa Destici, asgari ücrete de

Temmuzda zam yapılmadığını hatırlatarak yeni yılda asgari ücretliye enflasyon kadar zam yapılması gerektiğini ifade etti.

“MEDYA, TÜRKİYE DIŞINDAN PLANLANAN TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ PROJELERİNDE MAYMUNCUK GÖREVİ GÖRDÜ”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Türkiye'de çok partili hayata geçişten internetin yaygınlaştığı yakın geçmişe kadar büyük medya kuruluşlarının siyaset ve sosyal hayat üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Basın kuruluşlarının gazetecilik yapmak yerine dünyanın büyük devletlerinin Türkiye'deki menfaatlerini koruduğunu ifade etti. “Türkiye'nin kritik dönemlerinde kriz oluşturmak ve Türkiye dışından planlanan toplum mühendisliği projelerinde maymuncuk görevi gördüler. Ne şehit Muhsin Yazıcıoğlu ne Mustafa Destici ne de Büyük Birlik Partisi bu ahlaksız menfaat düzeninin bir parçası olmadı ve olmaz. Onun içindir ki geçmişten bugüne yok sayılmaya çalışıldı. Görmezden gelindi. Onun için itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Şimdi aynı kirli çark sosyal medya üzerinden döndürülmeye çalışılmakta.” diye konuştu.

“SOSYAL MEDYA MİLLETİMİZE KARŞI BİR SİLAH GİBİ KULLANILIYOR”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, sosyal medyayı propaganda makinesi olarak niteledi. “Bu propaganda makinesinin bir yanında terör örgütleri, terör örgütlerinin yasal görünümlü uzantıları bir yanında medyadaki temsilcileri bir tarafında profesyonel troller bir tarafında bunların oluşturduğu sahte rüzgarda uçuşan ahmaklar var.” dedi.

Savunma sanayine destek için hükümetin limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kredi kartlarından yıllık 750 lira alınmasına yönelik hazırladıkları teklife destek verdiklerini hatırlatan Genel Başkanımız Mustafa Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: Biz konunun önemine binaen savunma sanayimizin desteklenmesi gerektiğini ifade ettik. Hatta bir katkı payı alınacaksa kredi kartı limiti yerine harcamaların esas alınmasının daha doğru olacağını ifade ettik. Bu cümlelerimiz de binlerce farklı mecrada yer alıyor. Fakat aynı lobi yine saldırıya geçti. En çok bağıranlar da mesela astronomik ücretler alan medya oyuncuları olması bahsedilen aylık ödenecek rakamın bu kişiler için bir fincan kahve parası ya da bir paket sigara parası bile olmaması ayrı bir ibret konusudur.