Yükleniyor...
5 Şubat 2025 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ, ‘HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISI’NDA GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ, ‘HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISI’NDA GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Genel Merkezimizde ‘Haftalık Olağan Basın Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Genel Başkanımız, konuşmasında ülke ve dünya gündemine yer verdi.

“BAĞIMSIZ DOĞU TÜRKİSTAN ALLAH’IN İZİNİYLE TEKRAR KURULACAK”

Katil Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki soykırımlarını hatırlatan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Uluslararası Af Örgütü Raporu’na göre olay esnasında en az 100 masum Doğu Türkistanlı ateşli silah ile şehit edilmiş, 300’den fazla kişi ise -30 derecede üzerilerine tazyikli soğuk su sıkılarak ıslak vaziyette bekletilmiş ve maalesef donarak hayatlarını kaybetmişlerdir.” dedi.

Aradan geçen 28 yıla rağmen gözaltına alınan soydaşlarımızın akıbetinin hala bilinmediğini ifade eden Genel Başkanımız, “Doğu Türkistan’nın neredeyse her tarafında zulümler bugün de devam etmektedir. Dün olduğu gibi bugün de yarın da Uygur Türklerinin yok edilemeyeceğine inanıyoruz. Gün gelecek bu zulümlerin, katliamların hesabı sorulacak ve Allah’ın izniyle bağımsız Doğu Türkistan tekrar kurulacaktır.” ifadelerini kullandı.

“DEPREMİN EKONOMİMİZE VERDİĞİ ZARARLARI TÜM DETAYLARIYLA BİLİYORUZ”

On binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat Depremi’nin acılarının hala yaşandığını ifade eden Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle yad etti. Depremden sonra yılan veya hasar gören binaların yanısıra kültürel mimariler, hastaneler, okullar, otellerin de yer aldığını ve Cumhurbaşkanlığının raporuna göre yapılarda sonradan yasal olmayan değişiklikler yapan kişilerin, müteahhitlerin, yapı sahiplerinin sorumlu olduğu açıklandığını belirtti. Genel Başkanımız, depremin ülkemize can kayıplarımızla birlikte ülke ekonomisine de zarar verdiğini şu sözlerle aktardı:

“Depremin ekonomimize verdiği zararları tüm detaylarıyla biliyoruz. Hem resmi kuruluşlardan hem de kendi kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgilerin dile getirilmesini zaruret olarak görüyoruz. Türkiye ekonomisinin 3 ana problemi vardır: Kamu harcamaları, sosyal güvenlik açıkları ve vergi kayıpları. Pandemi, bölgemizde yaşanan savaşlar, Türkiye’nin terörle mücadelesi ve Türkiye’ye uygulanan yaptırımlar zaten baş etmek zorunda olduğumuz problemler olarak masamızda duruyor ve etkileri hala devam etmektedir. Depremin etkileri bu etkileri daha da ağırlaştırılmış hale getirmiştir. 2 yıl boyunca talep artışı nedeniyle konut fiyatları ve kiralardaki yükselişi yine aynı nedenlerle inşaat malzemesi ve işçilik faaliyetlerindeki artışın sektöre dolayısıyla vatandaşlarımıza etkilerini deprem bölgesine ayrılan kaynağın kamu maliyesine getirdiği ilave yükü asla yok sayamayız.”

Genel Başkanımız, enflasyonun %44 açıklanırken enflasyonun en büyük sebeplerinden biri olan kira artışlarının nasıl %56 olduğunu sorarak yetkililere seslendi: “Buna acilen bir tedbir alınmalı ve düzenleme getirilmelidir.”

“SEÇİMLERDE ALINAN NETİCELER HÜKÜMETİN VATANDAŞIMIZA SAHİP ÇIKTIĞININ BİR GÖSTERGESİ OLMUŞTUR”

Cumhurbaşkanımız ile Çevre ve Şehircilik Bakanımızın yaptığı açıklamalara göre 2024 yılı sonu itibariyle vadedilen binaların yarısının yapıldığını ve 2025 yılı sonunda evsiz kalan bütün vatandaşlarımızın kalıcı konutlarına geçeceğini aktaran Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Bunu dünyada başarabilecek çok az ülke vardır. Vatandaşımızı sahiplenmesinden dolayı hem hükümetimizi hem yetkililerimiz tebrik ediyorum. Seçimlerde alınan neticeler de hükümetin, devletin vatandaşımıza sahip çıktığının bir göstergesi olmuştur.” diye konuştu.

Depremin yaraları sarılırken etnik köken, siyasi görüş gözetmeksizin bunların yapıldığını ifade eden Genel Başkanımız, ülkemizin diğer bölgelerinde yaşayan milletimizin de bu paraların kendi bölgelerinde yapılacak harcamalar varken deprem bölgesine yatırılmasına hiçbir zaman karşı durmadığını ifade etti. Genel Başkanımız, “Bu milletin örfü, adeti, inancı da bunu gerektirir; biz atalarımızdan böyle gördük böyle yapmaya devam edeceğiz. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet, bunun için biz büyük Türk milletiyiz.” dedi.

“HİÇ KİMSE YAPMADI, HİÇ KİMSE YAPAMADI, BİZ YAPACAĞIZ!”

Tüm illerimizde doğal afete hazırlıklı olmamız gerektiğine vurgu yapan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, asıl problemin sadece yasalardaki eksiklikler olmadığını, başta yerel yönetimler olmak üzere kamu kurumlarının, bu konudaki suistimallere karşı yetersiz kaldığını belirtti. Genel Başkanımız, yaşadığımız felaketleri hatırlatarak partimizin şu önerilerini sundu:

1.“Deprem Bakanlığı Kurulsun” – Afet Yönetimi İçin Ayrı Bir Bakanlık Şart!

Öneri:

Türkiye’de AFAD’ın tüm gayretine rağmen bugüne kadar ki başarılı çalışmalarına rağmen büyük afetlerde yeterli olması mümkün değildir.
Neden Önemli?

AFAD'ın yetkileri sınırlı! Büyük ölçekli afet yönetimi, sadece bir kurumun değil, tam teşekküllü bir bakanlığın işi olmalıdır.
Japonya’da, ABD’de ve Avrupa’da afet yönetimi bağımsız ve güçlü bir yapıdadır. Türkiye’de de aynı sistem kurulmalıdır.
 

2.“Kara Bina Listesi” – Türkiye'deki Bütün Riskli Binalar Açıklansın!

Öneri:

Türkiye’deki tüm binalar, bağımsız denetimciler tarafından incelenmeli ve kamuoyuna açıklanmalıdır.
Bu denetimin maliyetini devlet karşılamalıdır.
Her bina için bir "Deprem Skoru" verilmeli ve vatandaşlar bu skoru görebilmelidir.
Kırmızı Liste: 7 şiddetinde depremde yıkılması kesin binalar 3 yıl içinde boşaltılmalıdır.
Sarı Liste: Orta riskli binalar,24 ay içinde güçlendirme şartıyla kullanılabilir.
Yeşil Liste: Depreme dayanıklı binalar güvenli ilan edilmelidir.
 Neden Önemli?

İnsanlar oturdukları binanın ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor.
6 Şubat'ta enkaz altında kalan insanlar, çoğunlukla "riskli bina" statüsü bile almamış yapılardaydı.
Bu liste kamuya açıklanmazsa, insanlar "gizli tehlike" içinde yaşamaya devam eder.
Bu liste insanların ulaşabileceği şekilde oluşturulduğu takdirde, çürük binaların kiralanması ve satılması doğal olarak zorlaşacağı için mülk sahipleri gönüllü olarak kentsel dönüşüm ve bina güçlendirme faaliyetlerine ivedilikle katılacaklardır.
 

3. “Müteahhit Sicil Kanunu” – Çürük Bina Yapan Müteahhitler Ömür Boyu Men Edilmeli!

Öneri:

Müteahhit olmak isteyen herkes için ehliyet gibi "Müteahhitlik Sertifikası" zorunlu hale getirilmeli.
Geçmişte çürük bina yapan, sahte rapor düzenleyen müteahhitler ömür boyu inşaat yapmaktan men edilmeli!
Yıkılan binaların yapımında sorumlu olan kişiler ömür boyu, yeni bir şirket adı altında dahi olsa tekrar inşaat yapmamalıdır.
Neden Önemli?

Bugün Türkiye'de çürük bina yapan müteahhitler, farklı isimler ve akrabalar altında yeniden bina yapmaya devam ediyor.
Bir kere hata yapanın, bir daha aynı hatayı yapmasına izin verilemez!
 

4. “Depremzede Emeklilik Yasası” – Ağır Yaralananlara Ömür Boyu Devlet Desteği

Öneri:

Depremde ağır yaralanan ve çalışamaz hale gelen vatandaşlara erken emeklilik hakkı verilmelidir.
Bu kişiler, mağduriyet yaşamamaları için devlet tarafından maaşa bağlanmalı sağlık ve sosyal hizmetlerden ücretsiz ya da ciddi oranda indirimli yararlanmalıdır.
Engelli kalan vatandaşlara ömür boyu destek sağlanmalıdır.
Neden Önemli?

Binlerce insan bacağını, kolunu, uzuvlarını kaybetti.
Bu insanlar nasıl çalışacak? Devlet bu mağdurları görmezden gelemez!
 

5. "Türkiye’nin 100 Büyük Müteahhidi 1 Milyar Dolar Deprem Fonu Kuracak!"

Öneri:

Türkiye’nin en büyük 100 inşaat firmasına zorunlu bağış şartı getirilmeli!
Her şirket, servetinin %5’ini depremzedeler için bağışlamak zorunda olmalı!
Bağış yapmayan şirketler 10 yıl boyunca devlet ihalelerinden men edilmeli!
Neden Önemli?

Bugün Türkiye’nin en zengin insanları inşaat sektöründen servet kazandı.
Devlet kaynakları kullanılarak zenginleşen bu insanlar, depremzedeler için taşın altına sistematik ve güçlü şekilde ellerini koymalı
 

6. "Deprem Kurtarma Rezervi" – TSK Bünyesinde Özel Bir Kurtarma Gücü Kurulmalı

Öneri:

Türk Silahlı Kuvvetleri içinde AFAD destekli özel bir "Askeri Deprem Kurtarma Birliği" kurulmalıdır.
Bu birlik, tüm afet bölgelerinde hazır bulunmalı, askeri lojistik avantajı kullanarak hızlı müdahale edebilmelidir.
Her askere alım döneminde askere alınan er ve erbaşlardan her karargahta belli şartlar taşıyanlar seçilmeli ve askerlik görevleri ifa edilirken bu vatandaşlarımıza profesyonel arama kurtarma, acil tıbbi müdahale gibi eğitimler verilerek terhis olduktan sonra kendi illerinin kurtarma havuzuna kayıt edilerek hazır bir sistem oluşturulmalıdır. Bu sayede çok kısa zamanda yurdun dört bir tarafında bilinçli profesyonel bir arama kurtarma ordusu oluşacaktır.
Neden Önemli?

Deprem sonrası ilk 48 saat çok kritik!
TSK'nin helikopterleri, insansız hava araçları ve ağır makineleri arama-kurtarma çalışmalarında etkin şekilde kullanılmalıdır.
 

7. “Felaket Başkenti” – Türkiye’nin Afet Yönetim Merkezi Kurulmalı

Öneri:

Türkiye’de tamamen depreme dayanıklı ve afetlere karşı dirençli bir şehir inşa edilmeli.
Bu şehirde afet yönetimi, kurtarma teknikleri, deprem araştırmaları ve mühendislik inovasyonları geliştirilmeli.
Türkiye’de de Kobe veya San Francisco modeli gibi, dünyanın en güvenli şehirlerinden birinin olması sağlanmalı.
Neden Önemli?

Türkiye, kendi krizine çözüm üreten lider bir ülke olmalıdır
Bilim insanları, mühendisler ve kurtarma ekipleri, bu şehirde deprem öncesi ve sonrası için eğitim almalıdır.
 

8. “Şehit Çocuklar Yasası” – Depremde Yetim Kalan Çocuklara Devlet Güvencesi

Öneri:

Depremde anne ve babasını kaybeden çocuklar şehit yakını statüsüne alınmalı ve devlet, bu çocukların eğitim, barınma ve sağlık masraflarını meslek sahip olana kadar karşılamalıdır.
Bu çocuklara eğitim bursu, konut hakkı ve özel psikolojik destek hizmetleri sağlanmalıdır.
Neden Önemli?

Yetim kalan çocuklar sadece birkaç yıl değil, hayat boyu korunmalıdır.
Şehit çocuklarına sağlanan devlet güvencesi, depremzede öksüz veya yetim çocuklarımız için de uygulanmalıdır.
 

“TÜRKİYE, BUGÜNE DEK TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN DİLE GETİRİLMİŞ TALEPLERİN HİÇBİRİYLE İLGİLİ TAVİZ VEREMEZ”

Ülkemizin terörle mücadelesinin devam ettiğini bir kez daha hatırlatan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, terör örgütünün, siyasi parti görünümlü örgütlenmenin sözde eş başkanının, “Öcalan önümüzdeki günlerde tarihi çağrı yapmaya hazırlanıyor, destekliyoruz. 15 Şubat da olabilir, sonrası da olabilir.” şeklinde yaptığı açıklamayı ifade ederek şunları söyledi:

“Konuya duygusal bir bakış açısıyla değil, olabilecek en gerçekçi şekilde bakıyoruz. Bir suç örgütüyle karşı karşıyayız. Bir devletin, ciddi bir devletin, bir hukuk devletinin, köklü bir devletin, güçlü bir devletin, bir terör örgütüne, bir suç örgütüne nasıl davranması gerekirse öyle davranması gerektiğini söyledik. PKK’nın, niye kurulduğunu, ne yapmaya çalıştığını ve Türkiye’den neler talep ettiğini biliyoruz. Türkiye, bugüne dek terör örgütü tarafından dile getirilmiş taleplerin hiçbiriyle ilgili taviz veremez. Ve Alperenler burada olduğu sürece de vermeyecektir.”

“TERÖRLE MÜZAKERE OLMAZ; MÜCADELE EDİLİR, KÖKÜ KAZINIR VE ATILIR”

Terör örgütünün siyasi uzantılarının yönettiği belediyelere kayyum atanmasıyla ilgili uygulamaları desteklediğimizi belirten Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, terörle iltisaklı tüm yapılanmaların, siyasi partiler dahil olmak üzere sürekli olarak kapatılması gereğini yineledi. Genel Başkanımız, “Suriye’deki, Türkiye’yi hedef alan terör yapılanmaları, kararlı olarak, tümü, tamamen yok edilene kadar mücadeleye devam edilmelidir. Bir suç örgütünün ‘Suç işlemekten vazgeçiyoruz.’ demesinden rahatsız olacak değiliz. Lâkin bunun böyle olmayacağını öngörüyoruz ve onun için bir kez daha ‘Terörle müzakere olmaz, mücadele edilir, kökü kazınır ve atılır’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.

“SURİYE’NİN KUZEYİNDEKİ TERÖR YAPILANMASINA MÜSAMAHA GÖSTERİLMEMELİDİR”

Suriye’nin yeni devlet başkanının Türkiye’ye ziyaretini değerlendiren Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici şunları kaydetti: “Suriye’de iç savaşın sona ermesinden, geçici de olsa bir hükümetin kurulmuş olmasından memnunuz. Suriye halkının bir zalimden kurtulmasından; azınlığın, çoğunluğun tahakkümünden kurtarılmış olmasından memnunuz. Türkiye ile yeni hükümetin iyi ilişkiler içerisinde olmasından da ziyadesiyle memnunuz. Türkiye, Suriye politikasında tıpkı terörle mücadelede olduğu gibi geçmiş yıllarda hatalar yapmıştır. Bu hataların bedeli de bize ağır fatura olarak dönmüştür ama hatalarımızdan ders alarak yolumuza devam etmeli ve aynı yılanlara aynı delikten ısırılmamalıyız.”

Genel Başkanımız, “Bu yüzden Suriye ile olan ilişkilerimizin sıcak bir şekilde devam etmesinden memnunuz ama tedbiri elden bırakmamız gerekiyor. Elbette Suriye’nin Türkiye’den destek talepleri vardır. Türkiye bugüne kadar Suriye’ye en çok sahip çıkan ülke olmuştur.” diyerek Türkiye’nin Suriye’de huzurun sağlanmasını istediğini, Suriye’dekilerin bizim kardeşimiz olduğunu ifade etti.

Genel Başkanımız, Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanmasına müsamaha gösterilmemesini ve Suriye’nin bütünlüğünü kurması gerektiğini beklediğimizi ifade etti. Genel Başkanımız, “Suriye bunu yapamazsa Türkiye kendi göbek bağını kendisi kesmek zorundadır. Çünkü Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde devletleşme hazırlığında olan bir terör yapılanmasına asla müsaadesi olmaz, bedeli neyse ödenir ve o yapı ortadan kaldırılır.” şeklinde konuştu.

“YAPTIĞINIZ ŞEYİN NAZİLERİN YAHUDİLERE KARŞI UYGULADIĞI HOLOKOST’TAN NE FARKI VAR?”

ABD Başkanı Trump ve katil Netanyahu’nun dehşet saçan açıklamaları hakkında Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Trump’ın “Filistinliler için Gazze’yi terk etmek dışında başka seçenek yok.” sözlerini reddederek “Trump farkında değil ama Filistinliler yüz yıldır Filistin’i terk etmemek için ölüyorlar. Sayın Trump, bir zamanlar Amerikan değeri diye bir şeyler vardı. O Amerika nerede? Filistin’de insanlığa karşı suç işliyorsunuz. Toplu sürgünden bahsederek 2. Dünya Savaşı’ndan sonra inşa edilmeye çalışan küresel barış, demokrasi ve insan haklarına dayalı düzeni kendi ellerinizle yok ediyorsunuz. 50 binden fazla insanı katlettiniz. Gazzelilerin evlerini bir yerle bir ederken Siyonist amaç o günden belliydi. Gazzelilerin zorunlu göçünü açıkça konuşmaya başladınız. Yaptığınız şeyin Nazilerin Yahudilere karşı uyguladığı Holokost’tan ne farkı var?” diye konuştu.

Dünyanın Siyonist İsrail’in Nazilere dönüşmesini ibretle izlediğini ifade eden Genel Başkanımız, “3. Rayh yıkılmadı; merak eden Ortadoğu’ya baksın: Tel Aviv’de yaşıyor. Ve ne yazık ki bugün sözcüsü de Amerika Birleşik Devleti Başkanı Donald Trump olmuş gibi görünüyor.” ifadelerini kullandı.

“ABD YA DA İSRAİL, BUGÜN GÜÇLÜ OLABİLİRSİNİZ AMA YARIN YOK OLACAKSINIZ”

Tüm insanlığı Filistinlileri desteklemeye davet eden Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “İslam Dünyasına da sözümüz var: Ne bekliyorsunuz? İslam İş Birliği Teşkilatı ve Arap Birliği derhal toplanmalı, Siyonizme karşı ortak bir açıklama yapılmalıdır. Arap ülkelerinin yöneticilerine de soruyorum: Siz; Osmanlı’ya, Siyonizme uşak olmak için mi karşı çıktınız? Niçin susuyorsunuz? Niçin harekete geçmiyorsunuz? Siz hepiniz sussanız da Türkiye konuşacak, Müslüman Türkler konuşacak, Büyük Birlik Partisi konuşacak, Alperenler konuşacak. Gazze Filistindir, Filistin Filistinlilerindir! Bunu değiştirmeye Trump’ın da gücü yetmeyecektir. ABD ya da İsrail, bugün güçlü olabilirsiniz ama yarın yok olacaksınız. Bundan kaçışınız ve kurtuluşunuz yoktur.”