Yükleniyor...
23 Nisan 2024 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ'NİN 23 NİSAN MESAJI

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ'NİN 23 NİSAN MESAJI

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yılını, dünya genelinde ve ülkemizde, önemli problemlerin yaşandığı bir dönemde kutluyoruz.

Pandeminin yıkıcı etkileriyle mücadele etmeye çalışırken, Avrupa’nın ortasında, on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın mülteci durumuna düşmesine sebep olan, yayılma potansiyeli taşıyan ve nükleer silahların kullanılma ihtimalinin telaffuz edildiği bir savaşla karşı karşıya kaldık.

Felaket sayılabilecek her iki hadise, tüm dünyada, uluslararası ilişkileri, ekonomileri, dünya barışını ayrı ayrı şiddetle sarstı. Sonrasında, geçen yıl 6 ilimizde büyük yıkıma ve can kaybına sebep olan, Yüzyılın Felaketi olarak ifade edilen depremi yaşadık. Sonrasında İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği ve halen süren soykırıma şahit olduk.

 

 

Bölgemizde, ülkemizi doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen savaşlar, devam ediyor. 

Suriye’de, Irak’ta yaşanan iç savaş ve istikrarsızlık; Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırı ve tacizleri; Orta Asya’da, küresel emperyalizmin kendi içindeki çıkar mücadeleleri; ülkemizin, başta göçler olmak üzere, ekonomisine ve sosyal hayatına ilave yükler getiren problemlere maruz kalmasına sebep oluyor.

Bu mücadeleyi verirken, küresel güçlerin, bir yandan -kendilerince- bizi hizada tutmak için, bir sopa gibi başımızın üstünde tuttukları, onlarca yıl, on binlerce cana mal olan terör belasıyla uğraşırken, diğer yandan ülke ekonomisini hedef alan açık/örtülü yaptırımlarına maruz kalıyoruz.

Her gün, vatan savunması için şehit olan evlatlarımızı toprağa veriyoruz.

 

 

Önemli yapısal problemlerimizin de olduğunu düşünüyorum.

Dünyanın içinde bulunduğu şartlarda devam eden yolculuğumuzda, milletimiz, siyasetten, tüm dünyada örnek gösterilecek, tüm dünya milletlerinin gıptayla baktığı kalitede bir “demokrasi”, “insan hakları”, “eğitim”, “hukuk”, “güvenlik”, “refah düzeyi” ve “sosyal adalet” bekliyor.

Bugün 104. yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yönetiminde, kaybettiğimiz 1. Dünya Savaşı’nın galiplerinin işgal ettiği vatan topraklarını, sadece Allah’a ve milletine sırtını dayayarak verdiğimiz savaşla, yokluk içinde, yurdun her karış toprağını düşmandan temizleyerek zafer kazandık.

Bugün 104. yılını kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yönetiminde, son 70 yılında “hasta adam” olarak anılan bir imparatorluğun yıkılışının sonrasında, onun enkazı üzerinde, bağımsız, hür, çağdaş, güçlü bir devlet, ekonomi ve toplum inşa ettik.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yönleriyle hem Türk tarihinde, hem de dünya tarihinde çok önemli ve özel bir yer tutar.

Aziz Milletimiz,  Gazi Meclis’imizin, geçmişte neleri başardığını ve gelecekte neleri başarabileceğini biliyor.

Eksiklerimizi, daha iyi işleyen, daha sağlam gelenek ve teamüllere sahip bir demokrasiyle, yine demokratik kuralların içinde ve milletimizle birlikte gidereceğiz.

Dünya üzerinde, diğerlerine göre daha güçlü, daha müreffeh, insanlarının daha mutlu olduğu ülkeler, zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip olanlar değil.

Daha güçlü, daha müreffeh, insanlarının daha mutlu olduğu bir ülke haline, daha fazla demokrasiyle, demokrasi geleneğimizi daha da güçlendirerek, insan hak ve hürriyetlerinde daha çok aşama kaydederek gelecek; hedeflerimizi elbette daha çok çalışarak ve birbirimize, değerlerimize daha çok sarılarak gerçekleştireceğiz. Bu gerçeği hiç unutmadan, bu istikamette çalışmalı ve potansiyelimize, milletimize, kendimize daha çok güvenmeliyiz.

Hepimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin daha güçlü olmasını istiyoruz; milletimizin, ancak devleti güçlü olursa yarınlara güvenle bakacağının farkındayız.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletimiz için hep umudu temsil etti.

O umut ve milletin iradesi, karşısına çıkan her engeli aştı, her zorluğu yendi.

Türkiye Cumhuriyeti, etkisi ve gücü, sınırlarından ibaret bir ülke değildir. Hiçbir zaman da olmadı:

Türkiye Cumhuriyeti, dünya üzerindeki her ülkede hayatını devam ettiren vatandaşlarımızın; tüm dünyada, “Türküm” diyen her soydaşımızın; dünya üzerinde dara düşmüş, işgal altında, zulüm gören, haksızlığa uğrayan her Müslümanın “Bir gün gelecek” diye beklediği; kendinin bildiği, kendinden bildiği; zırhı, koruyucusu, sığınağı, şefkat eli, adalet kalesidir.

 

Anayasa’mızın 66. Maddesi’nde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” hükmü yer alır. Türk Devleti de Türk Milleti de ırkçılığı, ayrımcılığı reddeder, bunları suç olarak kabul eder ve tüm inançları güvence altına alır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, açıldığı günden bugüne, Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan, farklı inanç, din, mezhep ve etnik kökenden, sayısız temsilci görev yaptı.

Şunu hiç unutmayalım: Ordumuzun dağıtıldığı, silahlarımıza el konulduğu, devletimizin egemenliğini kaybettiği, vatan topraklarının işgal edildiği günlerde; yokluk içinde, verdiğimiz var olma mücadelesi devam ederken, Kurtuluş Savaşımızı yöneten Gazi Meclisimizde Yunan ordusunun temsilcileri yoktu!

İngiliz askerleri yoktu!

Ermeni çeteleri yoktu!

Bugün, devletin varlığına, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne savaş açmış, 40 binin üzerinde vatandaşımızın katili bir terör örgütüne sırtını dayadıklarını söyleyenlerin Meclis’imizde yer almaları; siyaseti, belediyeleri, Gazi Meclisimizi bir propaganda ve lojistik aracı olarak kullanmaları, iç hukuka da uluslararası hukuka da insan haklarına da aykırıdır.

Milletimize karşı da tarih önünde de sorumluluk taşıyoruz.

Bu ayıba artık son vermeliyiz!

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yılını; başta çocuklarımız olmak üzere milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum.

23 Nisan’ı, istikbalimizin umut ışıkları olan çocuklarımıza armağan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İlk Başkanı ve Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, Meclisimizin kuruluşundan bugüne milletin istiklali ve istikbaline hizmet etmiş ve bugün aramızda olmayan tüm üyelerini, sevgiyle, saygıyla ve rahmetle yâd ediyorum.

Vatan savunması için hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi, rahmet ve minnetle anıyorum.

Saygılarımla…