4-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleşen Sivas Kongresi’nin 105. yıldönümünü kutluyoruz.
Sivas Kongresi, yenik çıktığımız 1. Dünya Savaşı’nın ardından, ülkemizi işgal güçlerinden temizleyip, Cumhuriyet’le sonuçlandırdığımız Mili Mücadele’nin en önemli adımlarından biri olarak kabul edilir.
Sivas Kongresi, “kongreler döneminin noktalanması” ve “tüm milli cemiyetlerin, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmesi kararlarıyla, tarihimizde çok özel ve önemli bir yere sahiptir.
Sivas Kongresi'nde, Misak-ı Milli'nin esasları belirlendi, “milli iradenin hakim kılınması” ve “vatanın bir bütün olduğu, bölünemeyeceği” yeniden vurgulandı.
Sivas Kongresi’nin yerini ve zamanlamasını tesadüf olarak göremeyiz.
Milli Mücadele’nin her aşamasında, “inanç”, “kararlılık” ve “irade”nin yanında, bir “devlet aklı” ve “stratejik zeka” yer alır.
“Kongreler dönemi bitti, cemiyetleri birleştirdik, başlıyoruz!” cümlesinin Sivas’ta söylenmesi, Sivas’ımızın jeopolitik öneminin yanı sıra, Sivas halkının Milli Mücadeleye verdiği olağanüstü destek ve milletimizin istikbali için verdiği güvenle mümkün olmuştur.
Kurtuluş Savaşı'mız, kadim Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olmasıyla birlikte, tüm mazlum milletler için bir umut kaynağı olma niteliği taşır.
Yokluklar içinde kazandığımız zafer, kurduğumuz devlet ve milletçe başardıklarımız, tüm mazlumlar için istikamet belirleyen bir şeref levhası olarak, milletimiz var oldukça tarihte yerini alacak.
Milli mücadelenin her ferdi, her aşaması, milletimiz için büyük önem ve değer taşıyor.
Sivas Kongresi’nin 105. yılında; sadece Allah'a ve millete güvenip, sırtını dayayarak, bize, zafer, hürriyet ve devlet armağan eden kahramanlarımızı; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Sivas Kongresi'nin ve Milli Mücadele'nin kahramanlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi; “emanetlerini canımız pahasına koruyacağımız” sözüyle, rahmetle, minnetle ve saygıyla yad ediyorum.