Var olsun bağımsız "DoğuTürkistan"
25 Haziran 2009 gecesi, Guangdong eyaletinin Shaoguan şehrinde, Han Çinlileri tarafından 2 Uygur Türkü öldürüldü.
Çin Hükümetinin cinayetlere seyirci kalması nedeniyle Urumçi’de yapılan protesto gösterilerine, 5 Temmuz 2009 tarihinde, askeri bir saldırıyla müdahale eden Çin, binlerce Uygur Türkünü öldürdü, on binlercesini hapse attı, sürgüne gönderdi.
Bugün, halen, o dönemde Çin’in Doğu Türkistan’da sivillere yönelik gerçekleştirdiği vahşi saldırı sonucunda, bölgede öldürülen, yaralanan, hapsedilen, sürgüne gönderilen, toplama kamplarında tutulan ve haber alınamayan insanların sayılarıyla ilgili, dünya kamuoyunun ve uluslararası kuruluşların elinde net bir bilgi bulunmuyor.
Çin’in, tüm bölgeyi kapatması, Doğu Türkistan’da bulunan gazeteciler başta olmak üzere tüm yabancıları bölgeden çıkartması nedeniyle, bölgenin dünyayla iletişimi kesildi ve gerçekleştirilen katliam ve zulmün boyutları dünyadan gizlenmeye çalışıldı.
Urumçi’de ve tüm Doğu Türkistan’da şehit edilen kardeşlerimizi, katliamın 15. yıldönümünde hüzünle ve rahmetle yad ediyorum.
Bulduğumuz her imkânda, sesimizi duyurabildiğimiz her zeminde, Doğu Türkistan’da yaşananları anlatmaya, insanlık adına bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.
Ancak yıllardır süren, artık bir soykırım halini alan katliam ve zulüm, hiç ara vermeden bugün de devam ediyor.
Çin yönetimi, hiçbir kural tanımadan, Doğu Türkistan’da, Türk kimliğini yok etmek amacıyla, Türkleri öldürüyor, hapsediyor, sayıları milyonları bulan Uygur Türkünü, Nazi taklidi toplama kamplarına gönderiyor, Türk ailelerin yanına Çinli erkekler yerleştiriyor, kadınları Çinlilerle evlenmeye zorluyor, kendince “tehdit” olarak gördüğü her Türkü ya öldürüyor ya da hapse atıyor.
Çin’de yaşananlar, 21. yüzyılın yüz karasıdır.
Çin’le hasım olan ülkeler bile, asimilasyona, katliama, soykırıma maruz kalanlar Türk ve Müslüman olduğu için, yaşananları görmezden geliyor, Çin’le ilişkilerini, Doğu Türkistan’da yaşananlar sanki yokmuş gibi devam ettiriyor.
Doğu Türkistan, binlerce yıldır Türklerin yurdudur.
Doğu Türkistan esasen Çin toprağı da değildir. 1949 yılında, Doğu Türkistan Cumhuriyeti, haksız ve hukuksuz bir şekilde Çin tarafından işgal edilmiştir ve işgal bugün de devam etmektedir. Bu durum, aynı zamanda uluslararası toplumun ve uluslararası kuruluşların iki yüzlülüğünün, ahlaksızlığının ve zalimliğinin yaşayan en önemli örneğidir.
Rusya’nın ve Çin’in bölgenin kaynaklarına hakim olma mücadelesinin bedelini, aynı kanı taşıdığımız, aynı dili konuştuğumuz, aynı tarihe sahip olduğumuz, aynı inancı paylaştığımız kardeşlerimiz ödüyorlar.
Onların sesi olmaya devam edeceğiz. Milletimize, tarihimize, inançlarımıza karşı sorumluyuz. Gücümüz ne kadarına yetiyorsa o ölçüde kardeşlerimize destek olacağız. Asla vazgeçmeyecek, asla geri adım atmayacağız.
Doğu Türkistan'da katil Çin yönetimi altında şehit olan kardeşlerimize
Cenab-ı Allah’tan rahmet, var olma mücadelelerini büyük zorluklarla sürdüren kardeşlerimize güç ve sabır niyaz ediyorum.