Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Samsun’da düzenlediği basın toplantısında ülke ve dünya gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
“PARTİMİZ MİLLETİN BİRLİĞİNİN VE KARDEŞLİĞİNİN KALESİ OLMUŞTUR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, partimizin kuruluş felsefesinden bahsederek şunları kaydetti:
“Büyük Birlik Partimiz bu otuz iki yıllık süre içerisinde hep devletin varlığının, ülkenin bütünlüğünün, milletin istiklalinin ve istikbalinin yanında durmuştur. Bu otuz iki yıl içerisinde partimiz milletin birliğinin ve kardeşliğinin kalesi olmuştur. Ve bundan sonra da bu aziz ve necip Müslüman Türk milletinin birliğinin ve kardeşliğinin kalesi olmaya devam edecektir.”
“BU OTUZ İKİ YIL İÇERİSİNDE TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ BADİRELER ATLATMIŞTIR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, darbe dönemlerini hatırlatarak, “Bu otuz iki yıl içerisinde Türkiye çok önemli badireler atlatmıştır. 28 Şubat gibi antidemokratik bir süreç yaşanmıştır. Kızlarımızın, öğretmenlerimizin, kamuda çalışan hanım kardeşlerimizin başlarından başörtülerinin zorla alındığı günleri yaşadık. Sırf babası hacı ya da sakallı ya da başında takke var diye binlerce on binlerce insanımız askeriyeden atıldı, polislikten atıldı, devlet memurluğundan atıldı. Bunun gibi özellikle milliyetçi ve maneviyatçı dindar dindar kesimlerimize karşı çok büyük zulümler, gerçekleştirildi. 28 Şubat Postmodern Darbesi gerçekleştirildi. İşte bu süreçlerde merhum şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun önderliğindeki partimiz her zaman olduğu gibi yine milletinin ve inançlarının yanında durdu. Bundan sonra da aynı çizgiyi takip etmeye devam edecektir. Onun peşine yaşanan 27 Nisan E-muhtırası Bildirisi verildiğinde de yine partimiz demokrasinin, sivil siyasetin ve millet iradesinin yanında durdu. Yine bu otuz iki yıl içerisinde yaşanan bütün antidemokratik uygulamalara karşı partimiz her zaman demokrasinin milli iradenin yanında durdu. Bundan sonra da ne olursa olsun partimiz milletin, devletin, milli iradenin ve demokrasinin yanında durmaya devam edecektir.” diye konuştu.
“PARTİMİZ OLARAK DARBELERİN KARŞISINDAYIZ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, darbelere karşı duruşu vurguladı:
“Aynı süreci 15 Temmuz hain darbe gecesinde de yaşadık. Yine orada da ilk sokağa çıkanlar ve darbeye karşı milli iradenin yanında duran sivil siyasetin yanında duran seçilmiş hükümetin yanında duran partililer ve Alperenler oldu. Türkiye ve Türk milleti özellikle 1960 darbesinden sonra pek çok kez darbelerle ve muhtıralarla karşı karşıya kaldı. Maalesef bu süreçler Türkiye’de binlerce bazı darbelerde on binlerce hatta yüz binlerce insanın 1980 darbesinde olduğu gibi mağduriyet yaşamasına sebep oldu. Aynı zamanda maalesef milletimizin ve ülkemizin ekonomik anlamda da siyasi anlamda da demokratik anlamda da çok geriye gitmesine sebep oldu. Onun için biz partimiz olarak darbelerin karşısındayız. Türkiye’nin maalesef geçmiş yıllarında böyle kötü sabıkaları olmuştur. Darbeler yaşanmıştır. Onun için Türkiye çok hassastır. Bugün ne konuşuluyor Türkiye’de beş teğmenin ve üç subayın ihracı konuşuluyor. Türkiye geçmişte yaşadığı bu darbe süreçlerinden dolayı büyük bir hassasiyet yaşıyor. Ve binaenaleyh yeni darbelere ya da darbelere zemin hazırlayacak ya da onları hatırlatacak her türlü davranışa da tahammülü olmadığını gösteriyor.”
“MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ÜZERİNDEN MİLLETİ AYRIŞTIRMAYA ÇALIŞANLAR BÜYÜK BİR YANLIŞIN İÇİNDEDİRLER”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, milli mücadelenin başlangıcına vurgu yaparak, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış milli mücadelenin temelleri atılmıştır. Bu Türk milletinin her bir ferdinin elbette ki Kurtuluş Savaşı’nda atalarının, ceddinin emeği ve katkısı vardır. Mustafa Kemal Atatürk, Gazi Mustafa Kemal Paşa hem Kurtuluş Savaşı’mızın başkomutanıdır hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk başkanıdır. Hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk cumhurbaşkanıdır. Bundan dolayı da hepimizin ortak değeridir. Mustafa Kemal Atatürk üzerinden milleti ayrıştırmaya çalışanlar büyük bir yanlışın içindedirler. Ve yaptıkları hukuksuzlukları, disiplinsizlikleri ya da az önce bahsettiğim postmodern darbeleri ya da laiklik adı altında yaptıkları zulümleri kimse bize Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini kullanarak yutturamaz. Ya da onun üzerinden bu millete zulmedemez. Bir kere bunu reddettiğimizi ifade etmek istiyorum. Kimse yaptığı disiplinsizliği Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin arkasına sığınarak yok sayamaz. Ya da meşru göstermeye çalışamaz.” dedi.
“BU MİLLETİN ORTAK ADI BÜYÜK TÜRK MİLLETİ’DİR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, toplumsal birliğe dikkat çekti:
“Bu milletin ortak adı Büyük Türk Milleti’dir. Kürt’üyle, Türkmen’iyle, Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle milletimizin adı Büyük Türk Milleti’dir. Ve hepimiz, her bir Türk evladı gururla ‘Ne mutlu Türküm diyene’ demek istiyor. Yine ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyerek de kimse yaptığı yanlışı meşru gösteremez. Hepimiz Müslümanız elhamdülillah hepimiz Türk’üz. İslam’ın bir mensubu olmaktan Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve selam Efendimizin bir ümmeti olmaktan Allah’ın kulu olmaktan hepimiz büyük şeref duyuyoruz. Bu asil ve necip Türk milletinin de bir ferdi olmaktan da gurur duyuyoruz. Onun için gururla ‘Ne mutlu Türküm’ diyoruz.”
“ÜSTÜNLÜĞÜN TAKVADA OLDUĞUNA İNANIYORUZ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, din ve milliyet vurgusu hakkında “Biz kavmiyetçiliğe karşıyız. Irkçılığa karşıyız. Üstünlüğün takvada olduğuna inanıyoruz. Çünkü ilahi kitabımızda da bu açıkça yazmaktadır. Peygamber Efendimizin hadislerinde de bu çok açık bir şekilde ifade edilmektedir. Ancak biz milletimizle ve Türklüğümüzle gurur duyuyoruz. Bu başka milletleri hakir görmek anlamına gelmez. Çünkü bize bildirilen ilahi emir üstünlük takvadadır diyor. Takva ne? Kim Allah’ın rızasını çok kazanırsa kim Allah yolunda çok mücadele ederse kim Allah’ın ismini yeryüzüne yaymak için çok büyük çabalar sarf ederse işte üstün olan odur. İnsanlar arasında da en çok Allah’ın rızasına kazanan birbirine karşı üstünlük kurar. Milletler için de bu böyledir.” ifadelerini kullandı.
“TÜRK MİLLETİ ‘İLAYI KELİMETULLAH İÇİN NİZAMI ALEM’ DİYEREK ÜÇ KITAYA İSLAM’I GÖTÜRMÜŞTÜR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Türk milletinin tarihi misyonunu anlattı:
“Asil ve necip Türk milleti İslam’la şereflendikten sonra yani dokuzuncu yüzyıldan itibaren işte yirmi birinci yüzyıla kadar bu süre içerisinde hep İslam’ın sancaktarlığını ve bayraktarlığını yapmıştır. Üç kıtaya İslam’ı götürmüştür. ‘İlayı kelimetullah için nizamı alem’ diyerek bunu yapmıştır. Bugün de o fikrin, o misyonun temsilcileri merhum şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun geride bıraktığı dava arkadaşları partililer ve Alperenler’dir.”
“MEYDAN DÜŞMANA OKUNUR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, güncel tartışmalara değinerek, “Kahraman Türk ordumuzdan genç teğmenlerimizin ya da subaylarımızın disiplinsizlik sebebiyle atılması kimsenin hoşuna gitmez. Ama herkes de o okulların o kurumların disiplin yönetmeliğine uygun hareket etmek zorundadır. Şimdi bunlar kamuoyu önünde olduğu için çok konuşulmaktadır. Halbuki bir inceleyin. Bir yıl içerisinde harp okullarından ya da şimdi Milli Savunma Üniversitesi’nden pek çok öğrenci atılmaktadır. Disiplinsizlik nedeniyle ya da başka sebeplerle. Onun için herkes hangi kuruma giriyorsa o kurumun şartlarına o kurumun disiplin yönetmeliğine o kurumu ilgilendiren yasalara ve kanunlara uygun hareket etmek zorundadır. Onun için o kurumlar o üniformalar millete ya da milletin inançlarına, milletin değerlerine ya da milli iradeye sivil siyasete meydan okuma yeri değildir. Meydan kime okunur? Meydan düşmana okunur. Biz hep birlikte Türk ve İslam düşmanlarına meydan okumalıyız.”
“MÜCADELEMİZİ KARARLI BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRMELİ VE TERÖRÜ KÖKÜNDEN KAZIYIP ATMALIYIZ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Türkiye’nin bir ateş emberinde olduğunu belirterek, “Doğumuzda kardeş ve can Azerbaycan otuz yıl sonra Türkiye’nin kahraman Türk ordusunun desteğiyle Karabağ’ı işgalden kurtardı. Elhamdülillah. Bu yüzyılda Türk milletinin kazandığı en büyük zaferlerin başında gelmektedir. Ama savaş bitti mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde mecliste milletvekilliği yapmış PKK’nın siyasi partisi içerisinde milletvekilliği yapmış sözde Türk vatandaşı Garo Paylan diye bir hain bakın Ermeni etnik kimliği üzerinden söylemiyorum bunu. Bunu hain olduğu için söylüyorum. Ne diyor? Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşılık verebilmesi için 3-3,5 yıla ihtiyacı olduğunu belirterek vakit kazanarak Bakü’ye kadar gideceklerini söylüyor. Yani Azerbaycan’ın toprağında gözü olduklarını ve belli bir gücü Avrupa Birliği üyesi başta Fransa olmak üzere bazı devletlerin desteğiyle güçlenerek tekrar Azerbaycan’a saldıracaklarını ifade ediyor. Onun için biz birlik olmak zorundayız. Beraber olmak zorundayız. Başından itibaren partimiz olarak terörle müzakere olmaz; terörle mücadele olur. Merhum şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi ‘terörün tüm unsurlarına karşı topyekun mücadele’ yapılırsa başarılı olur dediğimizin haklılığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Dünyanın hiçbir ülkesinde terör örgütünün partisinin kurulmasına müsaade edilmez. Bunlar o partinin milletvekilliklerini yaptılar. Ne kadar hain varsa ne kadar vatan, İslam, millet düşmanı varsa bunları alıyorlar partilerinden, sözde partilerinden milletvekili yapıp Türkiye düşmanlığı, Türk düşmanlığı ve İslam düşmanlığı yaptırıyorlar. Onun için bizim behemehal, terörle mücadelede müzakereymiş, çözüm süreciymiş, açılımmış bu tür süreçleri tekrar hiç almadan mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdürmeli ve terörü kökünden kazıyıp atmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve kahraman Türk askerinin buna gücü vardır. Zaten şu anda ülke sınırlarımız içerisinde terör bitmiştir. Terörist kalmamıştır.”
“HAİNLERE VE TERÖRİSTLERE FIRSAT VERMEYECEKSİN”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, terör örgütüyle mücadeleye dair tutumumuzun yanında kayyum atamaları meselesine dair şunları söyledi:
“Yapılacak iş demokratik sivil siyaset zemininde siz mücadeleyi yaparsınız, herkes fikrini, düşüncesini söyler, millet sandıkta karar verir. Ve milletin seçtikleri de ülkeyi yönetir. En son Siirt’e haklı olarak kayyum atandı. Altı yıl üç ay terör örgütüne üyelikten ve bilerek teröre ve teröriste yardım etmekten ceza aldı. Ne yapacaktı devlet? O teröristi orada oturtturmaya devam mı edecekti? Aldı ve yerine valimizi belediye başkan vekili olarak atadı. En doğrusu da bu. Hainlere ve teröristlere fırsat vermeyeceksin. Göz açtırmayacaksın.”
“BİZ PKK’YA, PKK’NIN SİYASİ UZANTILARINA ASLA GÜVENMİYORUZ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, kamuoyuna yansıyan müzakere söylentilerine, “PKK’nın sözde partisinin eş başkanı ne diyor? Bir taraftan müzakere bir taraftan kayyum olmaz diyor. Bir müzakere olduğunu itiraf ediyor. Bir müzakere süreci sürdürüldüğünü ifade ediyor. Biz onlardan duyuyoruz bunu. Nedir bu müzakere sürecinin içeriği? Şeffaf olsun deniyordu. Bilmek istiyoruz. Ne müzakere ediliyor burada? Yoksa efendim terörist başı silah bırak diye açıklama yapacakmış. Yapsın. Kimse bundan rahatsız olmaz. Ama işin bu kadar basit olmadığını biliyoruz. Daha önce de söyledim. Biz PKK’ya, PKK’nın siyasi uzantılarına asla güvenmiyoruz. Geçmişte yaşandı bu süreçler. Çünkü onların iradeleri de kendi ellerinde değil. ABD var, İsrail var, Fransa var. Avrupa Birliği’nin yine başkaca üyeleri var. Onların ipini tutan onlar. Dolayısıyla da onlar bırak demeden PKK silah bırakmaz. Terör örgütü kendisini lağvetmez. Biz bunu biliyoruz. 2014’te terörist başı mektup gönderdi, mektubu okundu. Oldu mu etkisi? Tam tersine öz yönetim alanları kurmaya kalktılar. Ayaklanmalar yaptılar. Yani onun için hainle teröristle müzakere olmaz. Mücadele olur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kahraman Türk Ordusu’nun da polisinin de güvenlik güçlerimizin de terörü kazımaya gücü yeter elhamdülillah.” sözleriyle açıklama yaptı.
“BİZ BU VATANIN HER BİR KARIŞINI BEDEL ÖDEYEREK ALDIK”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, sözde ‘Kürt sorunu’ ifadesine dair görüşlerini, “Bize diyorlar ki ‘Buna karşı çıkıyorsunuz. Çözümünüz nedir?’ Çözümümüz basit, net, şeffaf. Bir kere sorunun problemin adını doğru koymak gerekir. Sorun ya da problem Kürt sorunu değildir. Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Ben bunu ifade edenlere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütçe görüşmelerinde bütün siyasi parti gruplarının liderlerinin olduğu toplantıda sordum. Neyi kastediyorsunuz kardeşim? Kürt sorunundan kastınız nedir? Demokratik bir soru olarak mı söylüyorsunuz? Şu anda Kürtçe yayın yapan televizyon var. Üniversitelerde okutulan dersler var. Liselerde seçmeli dersler var. Her şey serbest, herkes serbestçe konuşuyor. Türk diye, Arap diye, Arnavut diye, Çerkes diye bir ayrım mı var? Öğretmen olurken böyle bir şey mi soruluyor? Hakim olurken böyle bir şey mi soruluyor? Asker polis olurken böyle bir şey mi soruluyor? Milletvekili olurken böyle bir şey mi soruluyor? Bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olurken böyle bir şey mi soruluyor? Böyle bir ayrım yok. Böyle bir sorun yok. Ama bunların Kürt sorunundan kastı nedir biliyor musunuz? Bu PKK uzantılarının bu vatan hainlerinin statüsel bir sorun diye niteliyorlar. Ne demek? Yani özel bir statü istiyor. Benim diyor özel bir bölgem olsun. Kendime ait bir bayrağım olsun. Kendi ikinci bir dilim olsun. Öyle bir şey yok.” şeklinde ifade etti ve şöyle devam etti:
“Biz bu vatanın her bir karışını bedel ödeyerek aldık. Bu vatanın her noktasında bu vatanın her bölgesinin toprağı şehit kanlarıyla sulanmıştır. Bedel ödenmiştir. Dolayısıyla da bizim kimseye verecek bırakın bir metre toprağımızı bir çakıl taşımız dahi yoktur. Bunun için problemin adını doğru koymak ve doğru bir şekilde de mücadele etmek gerekir. Onun için biz bir kere daha altını çizerek söylüyoruz. ‘Terörle müzakere olmaz, mücadele olur ve terörün kökü kazınır.’ Bu kadar basit.”
“TERÖRİST İSRAİL VE ONUN BAŞINDAKİ NETANYAHU VE KATİL KABİNESİNDEN HESAP SORULMALIDIR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Orta Doğu’daki gelişmeleri ele alarak İsrail’in soykırımlarını bir kez daha lanetledi. Genel Başkanımız, “Bunun bir soykırım olduğuna dair Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde başlayan bir süreç var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de hükümetimiz de müdahil oldu. Bunun peşi bırakılmamalıdır. On binlerce çocuğu, kadını, masumu katleden bir millete soykırım uygulayan terörist İsrail ve onun başındaki Netanyahu ve katil kabinesinden hesap sorulmalı ve Hitler muamelesi görmelidir. Bosna’da da soykırım yapılmıştır. Hocalı’da da Karabağ’da da soykırım yapılmıştır. Soykırıma uğrayanlar, Yahudi olunca, Siyonist olunca, bütün dünya, daha doğrusu küresel güçler ve emperyalistler sahiplenmekte. Ama soykırıma uğrayanlar, Boşnak Müslüman kardeşlerimiz olunca, Karabağ’da, Hocalı’da Azerbaycan Türkleri olunca, Balkanlar’da Türkler olunca, Filistin’de, Gazze’de Müslümanlar olunca, bunlar susmuştur. Tam tersine hala İsrail’e destek vermeye devam etmektedirler.” şeklinde konuştu.
“BÜTÜN ARAP ÜLKELERİ VE İSLAM ÜLKELERİ TÜRKİYE’NİN DURUŞUNU GÖSTERMELİDİR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, ABD’nin yaklaşımını değerlendirerek Trump’ın ifadelerini şöyle değerlendirdi:
“Trump gelir gelmez ağzındaki baklayı çıkarmıştır. Gazze’yi, bir İsrail toprağı yaparak, bir turizm şehri haline getireceklerini ifade etmektedir. Kimin toprağını İsrail’e peskeş çekiyorsunuz ya da kendi ticari emellerinize alet etmeye kalkıyorsunuz? Mısır ve Ürdün bunu kabul etmeyeceklerini ifade etti. Ama Trump durmadı. ‘Biz Mısır’a ve Ürdün’e çok yardım ediyoruz onun için onlar da bunu kabul etmek zorundadır’ dedi. Bunu çok açık ve net bir şekilde ifade etti. İslam İş Birliği Teşkilatı üyesi ülkeler ve Arap Birliği başta olmak üzere Birleşmiş Milletler ve bölge ülkeler asla ve kat’a buna müsaade etmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümetinin bu konudaki duruşu ve kararı nettir. Bütün Arap ülkeleri ve İslam ülkeleri Türkiye’nin duruşunu gösterirlerse Trump da Netanyahu da bunda başarılı olamayacaklardır. Burada bütün İslam ülkeleri Türkiye gibi durmalı, net bir duruş ortaya koymalı ve Trump’a da siyonist Netanyahu’ya da katil Netanyahu’ya da hayır demelidir.”
“TÜRKİYE KARARLI BİR ŞEKİLDE BU DURUŞUNU SÜRDÜRMEKTEDİR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Suriye’de kurulan yeni hükümeti ve iç huzurun sağlandığını belirterek bunun muhafaza edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. PKK’nın uzantılarının Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurmasına müsaade etmememiz gerektiğine dikkat çekerek, “Amerika ya da başka emperyalist ülke ise onlara rağmen bu hainleri o bölgeden sürüp çıkarmalı ve hemen dibimizde bir terörist kurulmasına asla müsaade etmemeliyiz. İçerideki süreçle birlikte orayı da birleştirmek istiyorlar. Suriye’de tek bir hükümet, tek bir ordu, tek bir yönetim olacak deniyor. Ama o hainler ne yapıyor? ‘Evet, o ordunun içinde yer alırız ama bizimkiler burada görev yapar’ diyor. Yani kendilerince belirledikleri bölgeleri terk etmek istemiyorlar. Ve orada bir özel yapı oluşturmak istiyorlar. Biz buna da müsaade edemeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu asla kabul edemez. Ve Türkiye kararlı bir şekilde bu duruşunu sürdürmektedir. Bundan sonra da aynı şekilde sürdürmeye devam etmelidir. Ve şu anda Suriye’de normalleşme sürecine geçilmiştir. Daha önce savaş ve katliamlar sebebiyle Türkiye’ye sığınmış olan geçici ve düzensiz sığınmacılar geri dönmeye başlamıştır. Ama bu geri dönüşler istenilen seviyede değildir. Onun için ilgili kurumlarımız ve hükümetimiz gerekli düzenlemeleri yaparak bu geri dönüşleri hızlandırmalı ve Suriye’den Türkiye’ye gelmiş olan sığınmacılar eksiksiz bir şekilde tekrar Suriye’ye geri gönderilmelidir. Bu hem Türkiye’nin huzuru ve demografik yapısının bozulmaması adına önemlidir. Hem de Suriye’de boşalan yerlere başka grupların işte terör grupları başta olmak üzere diğerlerinin de girmesine müsaade edilmemelidir.”
“BU DEVİRDE TEKNOLOJİ BU KADAR GELİŞMİŞKEN BÖYLE BİR YANGINI KABULLENEMİYORUM”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, yaşanan bir otel yangını felaketinin hesabının sorulması gerektiğine dikkat çekerek,
“Bu devirde teknoloji bu kadar gelişmişken böyle bir yangını kabullenemiyorum. En basit tedbirler alınmış olsaydı bu yangın kısa sürede söndürülecekti. Bırakın 78’i, 1 canımız dahi yanmayacaktı. Can kaybımız olmayacaktı. O görüntüleri hiçbirimiz hafızalarımızdan silip atamayız. Anneler evlatları yanmasın diye çocuklarını camdan aşağı bırakıyorlardı. İnsanlar kendilerini yedinci, sekizinci, onuncu kattan aşağı bırakıyorlardı. Bunlar hiçbirimizin hafızalarından silinmeyecek. Bundan dolayı bu acıları bu insanlara insanımıza yaşatan, bizlere yaşatan, ülkemize yaşatan 32 tanesi çocuk 78 insanın feci bir şekilde hayatını kaybetmesine sebep olanlardan mutlaka ama mutlaka hesabı kesintisiz ve eksiksiz bir şekilde sorulmalıdır.”
“HİÇBİR AYRIM YAPILMADAN HEPSİ HUKUK ÖNÜNE ÇIKARILMALI VE HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMALIDIR”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, gerekli yaptırımların uygulanmasını söyleyerek, “Ayrım yapılmamalıdır. Başta otel sahibi ya da sahipleri olmak üzere. Çünkü en baş müsebbip onlardır. Geceliğine otuz bin lira alacaksın ama bir gecelik parayı harcamayacaksın. Bunu yapmayacaksın ve bu kadar insanın ölümüne sebep olacaksın. O otel sahibi başta olmak üzere oradaki baş yöneticilerinin bundan sonra kalan ömürlerini hapiste geçirmeleri gerekir. Onun için biz tahliyesiz müebbet cezası diyoruz. Çünkü müebbet verilince de 20-25 yıl sonra çıkıyorlar. Onun için diyoruz ki tahliyesiz müebbet cezası verilmeli. Bu tür suçları işleyenler küçük yaşta çocuklarımıza musallat olup onların canına kıyanlar, askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi şehit edenler ya idam edilmeli ya da tahliyesiz müebbet hapis cezasına çarptırılmalı. İlgili kurumlar, kuruluşlar, kimin sorumluluğundaysa bunların hiçbir ayrım yapılmadan hepsi hukuk önüne çıkarılmalı ve hak ettiği cezayı almalıdır. Ve burada ruhsattan sorumlu olan yangın tertibatından sorumlu olan bu alınmayan önlemlerden sorumlu olan kurumların yöneticileri üst düzey ya da orta düzey ya da alt düzey. Bunların hangi kurum olursa olsun bu hukuki süreç ve soruşturma döneminde mutlaka görevden el çektirilmelidir. Bu tahkikatlar bu soruşturmalar eksiksiz bir şekilde yapılmalıdır ki bir daha hiç kimse buna cesaret edemesin.” ifadelerini kullandı.
“SAMSUN HEM TÜRKİYE’MİZ İÇİN HEM PARTİMİZ İÇİN GÜZİDE BİR ŞEHRİMİZ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Samsun’un güzelliklerine vurgu yaparak, “Hem Türkiye’miz için hem partimiz için Samsun güzide bir şehrimiz. Partimiz kurulduğu günden bugüne kadar eksiksiz bir şekilde Samsun’da güçlü bir şekilde var olmuştur. Kuruluşundan bugüne partimizde il başkanını yapan, ilçe başkanını yapan, yöneticilik yapan, kadın kollarımızda, ocağımızda görev yapan tüm arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda teşekkürlerimi sunuyorum, şükranlarımı iletiyorum. Bu süre içerisinde hayatını kaybedenlere de Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.” dedi ve ekledi:
“Daha önce il başkanlığımızı yapmış olan Ahmet Katrancı ağabeyin şu anda hastanede entübe edildiğini büyük bir üzüntüyle duydum. Kendisine de Cenabı Hak’tan acil şifalar niyaz ediyorum. Cenabı Hak tüm hastalarımıza şifa, dertlerimize deva, borçlarımıza da eda nasip etsin inşallah diyorum.”
“SON YEREL SEÇİMLERDE SAMSUN DA BİZE BİR İLÇE BELEDİYESİ EMANET ETTİ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, partimizin yerel seçim başarısını işaret ederek, “Samsunlu kardeşlerimizle birlikte Samsun’da ve Türkiye’de yolumuza güçlü bir şekilde devam ediyoruz. Son yerel seçimlerde Samsun da bize bir ilçe belediyesi emanet etti, hediye etti. Salıpazarı Belediye Başkanımız burada. Kendisini bir kere daha tebrik ediyorum. Şahsiyetiyle hem ahlakıyla hem milli ve manevi duygulara milliyetçi duygulara sahip çıkması sahiplenmesi sebebiyle hem de çalışkanlığı sebebiyle gerçekten örnek bir belediye başkanımız. Sadece Samsun’a değil Türkiye’ye örnek bir belediye başkanımız. Ben kendisine bu kısa sürede yapmış olduğu hizmetlere de Salıpazarı’mız ve Samsun’umuz adına da teşekkür ediyorum. Biz de Ankara’dan yapılması gereken destekleri çözülmesi gereken işleri Allah’ın izniyle çözüyoruz. İnşallah bundan sonra daha güçlü bir şekilde yoluna devam edecek. Ve başlattığı hizmetleri en kısa sürede tamamlayacak. Ve inşallah Salıpazarı’nda tarihi örnek bir başarılı belediye başkanlığını bu dönemde gerçekleştirecek.” diye konuştu.
“YEREL SEÇİMLERDEKİ BAŞARIMIZI İNŞALLAH ÖNÜMÜZDEKİ GENEL SEÇİMLERE YANSITACAĞIZ”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, atamalardan ve yaklaşan kongrelerden söz etti:
“Yeni il başkanımızı geçtiğimiz aylarda ilan ettik. Bahadır Şahin kardeşimiz biraz önce de sizlere samimi bir şekilde hitap etti. Gerçekten samimi bir kardeşimiz, ta çocukluğundan beri bu hareketin, bu davanın içerisinde yer almış bir arkadaşımız. İnşallah bu şubat ayıyla birlikte biz ilçe kongrelerimizi Türkiye genelinde başlatıyoruz. Hazirana kadar inşallah ilçe kongrelerimizi bitireceğiz Türkiye’de. Ve sonbahar döneminde de Türkiye genelinde il kongrelerimizi yapacağız. Daha sonra da inşallah büyük bir katılımla hem delege hem vatandaşlarımızın ve camiamızın üyelerimizin katılımıyla inşallah büyük kurultayımızı gerçekleştireceğiz. Yerel seçimlerdeki başarımızı inşallah önümüzdeki genel seçimlere yansıtacağız. Ondan sonraki yerel seçimlerde de inşallah bu geçtiğimiz yerel seçimlerde aldığımız neticenin çok fevkinde bir başarıyı hep birlikte sizlerin desteği, duası ve yüce Allah’ın rızasıyla izniyle inşallah gerçekleştireceğiz.”
Genel Başkanımız emeği geçen herkese teşekkürlerini ve iyi dileklerini sunarak açıklamasını sonlandırdı.