Yükleniyor...
31 Ağustos 2024 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ, TRABZON’U ZİYARET ETTİ

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ, TRABZON’U ZİYARET ETTİ

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, teşkilat üyelerimizle birlikte Trabzon’u ziyaret etti. Genel Başkanımız burada açıklamalarda bulundu. Açıklamalarının başında Fatih Sultan Mehmet Han'ın bundan tam 563 yıl önce fethederek biz Müslüman Türklere emanet ettiği kadim şehrimiz Trabzon'da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Açıklamalarının devamında ülke ve dünya gündemine dair konulara dikkat çekti.

“Türkiye yeni zaferlere hazırlıklı olmak zorundadır.”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, hala bazı hain emellerle Trabzon’a göz dikenlerin karşısında Türk milletini bulacağına vurgu yaptı. Ağustos ayı zaferlerini kutlayan Genel Başkanımız, başta Sultan Alparslan ve Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlerimizi şükranla yad etti. Genel Başkanımız, “Cenab-ı Hak inşallah bu necip Müslüman Türk milletine daha nice zaferleri hediye etsin inşallah diyoruz çünkü buna ihtiyacımız var. Filistin'deki, Gazze'deki mazlumlar Türkiye'nin yolunu gözlüyor. Doğu Türkistan'da, Kafkaslar’da, Kırım’da, Balkanlar’da, Türkmeneli’nde Türk toplulukları Türkiye'nin yolunu gözlüyor. Velhasıl başta Türk ve İslam dünyası olmak üzere yeryüzünde ne kadar mazlum ve zalimlerin çizmesi altında ezilen insan ve millet varsa Türkiye'yi bekliyorlar. Bunun için Türkiye güçlü olmak zorunda, Türkiye büyük olmak zorunda ve Türkiye yeni zaferlere hazırlıklı olmak zorundadır. Elhamdülillah Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni şu anda geçmişteki zaferlerini bu asil milletimize yaşatacak gücü de, kudreti de vardır ve daha da güçlenerek olmaya devam edecektir” dedi.

“Paralimpikte madalya çok olacak inşallah.”
Paris Olimpiyat Oyunları’nda hayal kırıklığı yaşamış, hiç altın madalya kazanamamıştık. Şimdi ise Paris’teki Paralimpik Olimpiyat Oyunları’nda ilk altın madalyamızı kazandığımızı belirterek Genel Başkanımız, “İlk altın madalyamız tekvando dalında Mahmut Bozteke'den geldi. İnşallah devamı gelecek. Ben Mahmut kardeşimizi tebrik ediyorum. Zafer ayında bize bir zafer yaşattı ve ay yıldızlı al bayrağımızı en yükseğe çektirerek İstiklal Marşı’mızı bütün dünyaya dinletti. Gümüş madalya, bronz madalya alan var. Paralimpikte madalya çok olacak inşallah. Ben orada mücadele eden sporcularımızın tamamını tebrik ediyorum. Madalya alanlarımıza da Mahmut Bozteke başta olmak üzere şahsım ve camiam adına, milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Bizleri gururlandırdılar. Başarıları daim olsun inşallah” diye konuştu.

“Yeni av sezonu hayırlı ve bereketli olsun inşallah.”
1 Eylül’de başlayan ‘Vira Bismillah’ av sezonu için Genel Başkanımız şunları söyledi: “Özellikle Karadeniz bölgemiz, Trabzon'umuz balıkçılığın yoğun olarak yaşandığı yerler. Özellikle de Anadolu'nun gözü kulağı hamside. Bu sene hamsi az mı olacak? Çok mu olacak? Fiyatı kaç lira olacak? İnşallah bol olur, bereketli olur ve ucuz olur inşallah diye bekliyoruz. Yeni av sezonunun tüm balıkçılarımıza ve diğer av mesleğini icra eden kardeşlerimize hayırlı olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Ve vira bismillah diyoruz.”

“Toplumumuzun ahlakını güçlendirmek zorundayız.”
Şiddetin her türlüsünü lanetlediğimizi vurgulayan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, son günlerde gündemimizde olan Narin kızımızın bir an önce bulunmasını temenni ederek sözlerine şöyle devam etti: “Bu tür suçlarla ilgili cezaların caydırıcılık bakımından artırılması gerekiyor. Yani bu cezalar böyle kaldığı sürece biz bunları yaşamaya devam ederiz. Mesela Manisa'da bir hadise yaşandı. Bir baba dört çocuğunun üçünü öldürdü, dördüncüsü ağır yaralı. Bu hadiseler gerçekten toplumumuza yakışmıyor. Onun için maneviyatımızı güçlendirmek zorundayız. Toplumumuzun ahlakını güçlendirmek zorundayız. İnsanların içindeki iyilik hislerini çoğaltmak, güçlendirmek zorundayız. Bu hadiselerin bir kısmının ekonomik zorluklardan kaynaklandığı ifade ediliyor. Ama baktığımız zaman mesela çocuğumuzun kaçırılması, babanın çocuklarını öldürmesi ekonomik durumla ilgili değil. Bazen bunların farklı sebepleri de oluyor. Psikolojik sebepler de oluyor. Dolayısıyla suçları önceden tahmin edip önleyici tedbirler alabilmek her şeyden daha kıymetlisidir. Türkiye'nin buna biraz daha fazla yoğunlaşması gerektiğini düşünüyorum.”

“Terör örgütlerinin kökü kazınana kadar asla durulmamalıdır.”
Genel Başkanımız, Dış İşleri Bakanımızla yaptığı görüşmede Doğu Türkistan'dan Filistin'e, Kırım'dan Türkmeneli’ne kadar Türk-İslam coğrafyasındaki son durumu değerlendirdi. Avrupa Birliği'yle ne durumda olduğumuzu, Gazze'de yaşananlar ve Türkiye'nin buradaki çalışmaları, Irak'la yapılan ikili mutabakat hakkında istişarelerde bulundular. Genel Başkanımız, “Bir önceki gün Irak topraklarında SİHA'mız düşürüldü. Irak hükümeti bununla ilgili hemen bir soruşturma başlatarak Türk SİHA'sını düşürdüğünü sevinçle açıklayan bir askeri yetkiliyi de soruşturmaya başladı. Ve kendisini Bağdat'a davet ederek soruşturmayı genişletti. Bu olayı şöyle değerlendirmek lazım: Bir Irak merkezi hükümeti var, bir bölgesel yönetim var. Bu bölgesel yönetim içerisinde iki büyük grup var. Bunlardan bir tanesi Barzanilerin başında bulunduğu KDP bir diğeri de Talabanilerin başında bulunduğu KYB. Şimdi Türkiye'ye karşı KYB'nin PKK'yla açıktan bir ittifakı var. Ve Türkiye'nin Irak merkezi hükümetiyle yaptığı anlaşmadan da büyük bir rahatsızlık duyuyorlar. Dolayısıyla ben bunun bir provokasyon olduğunu düşünüyorum. Türkiye'yle Irak'ın yapmış olduğu bu ikili mutabakattan rahatsız olan başta ABD olmak emperyalist güçler diğer taraftan İran ve PKK gibi örgütlerin büyük rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Onun için bu bir provokasyondur. Türkiye ve Irak bu provokasyonlara gelmemelidir. Ve yaptıkları mutabakata sadık kalarak bildiklerine devam etmelidir. Çünkü Irak topraklarında maalesef terör örgütleri ve teröristler bugüne kadar cirit atmaya devam etmektedir. Onlar oradan temizlenmeden Irak'ın toprak bütünlüğünü koruması da iç huzurunu koruması da mümkün değildir. Irak bu haldeyken Türkiye'nin de terörü bitirmesi mümkün değildir. Çünkü oradaki terör yuvaları temizlenmeden oradan Türkiye'ye terör saldırıları devam edecektir. Biz kırk yıldır bunu yaşıyoruz. O mutabakatın en önemli maddesi bütün terör örgütlerine karşı kapsamlı bir iş birliği. Artık Türkiye'nin buna tahammülü kalmadı. Aynı şey Suriye'nin kuzeyi için geçerli. Onun için biz Türkiye Cumhuriyeti devletimizin Suriye hükümetiyle kazanımlarını koruyarak görüşebileceğini de ifade ettik. Nedir kazanımlarımız? Biz Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı, Barış Pınarı Harekatı yapmışız. Belli bir bölgeyi terörden temizleyip kontrol altına almışız. Suriye'de savaş tam anlamıyla bitmeden iç savaş tam anlamıyla bitmeden iç huzur ve barış tam olarak sağlanmadan İran'ından ABD'sine, Rusya'sına kadar orada bulunan emperyalist devletler çıkmadan Türkiye de Suriye'den çıkmayacaktır. Biz orada Amerika Birleşik Devletleri'yle, Rusya'yla mücadele ediyoruz. Daha önemlisi Rusya'yla mücadele ediyoruz. Kamuoyunda sanki biz Rusya'yla çok iyiymişiz gibi bir algı var. Suriye'de bizim önümüze çıkan iki büyük engelden ilki Rusya ikincisi ABD’dir. Çünkü Suriye'nin elinde bulunan hava savunma sistemleri Rusya'nındır. PKK'nın PYD'nin Moskova'da ofisleri vardır. Onun için bunu asla aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Ve dediğim gibi Türkiye bu mücadelesine hiç hız kesmeden devam etmeli ve bize göre ne pahasına olursa olsun Suriye'nin kuzeyini de Irak'ın kuzeyini de terör örgütlerinden temizlemelidir. Onların kökü kazınana kadar asla durulmamalıdır” şeklinde konuştu.

“Hiçbir dönemde ırkçı, kavmiyetçi, faşist olmadık.”
Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan düzensiz göç ile ilgili açıklamalar yapan Genel Başkanımız, mültecilerin güvenli bir şekilde gönderilmeleri gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin çalışma alanlarındaki ihtiyaca göre planlı bir şekilde mülteci alması gerektiğini belirtti. “Biz her konuda olduğu gibi bu konuda da güç birliği yapmak zorundayız” diyen Genel Başkanımız düzensiz göçmen sayısını çarpıtarak kamuda huzursuzluk yaratanlara “Sadece İstanbul'da yüz bine yakın kaçak Ermeni çalışıyor. Bunlarla ilgili tek kelime ettiğini duydunuz mu? Duymazsınız. Ben bunu yıllardır söylüyorum. Ermenistan Karabağ'ı işgal ettiğinde de söyledim. Ermenistan haline bakmadan Türkiye'ye kafa tuttuğu dönemlerde de söyledik. Bizim vatandaşımız olan Osmanlı bakiyesi, Ermenilere, Rumlara ya da Yahudilere bir şey söylemiyoruz. Aynı şekilde düzensiz göç Ukrayna’dan, Rusya'dan da geldi. Aynı şekilde onların da gönderilmesi gerekiyor. Ama bakıyorsunuz Ermeni’ye, Yahudi’ye, Rus’a, Ukraynalı’ya tek kelime etmeyenler konu Müslümanlar olunca ağzına gelen her şeyi söylüyorlar. Biz şu bilinci asla kaybetmemeliyiz arkadaşlar: Biz Türk'üz ve Müslüman’ız. Biz Türk milliyetçisiyiz, biz Türk İslam ülkücüsüyüz. Bizim çizgimiz budur. Onun için bu çizgimizi asla kaybetmeyeceğiz. Ve siyasetimizi yaparken de bunu muhafaza edeceğiz. Önceliğimiz Allah'ın rızasını kazanmaktır. O zaman Allah'ın rızasını kazanmak için siyaset yapıyorsan, millete hizmet için siyaset yapıyorsan Allah'ın bize kardeş yaptıklarını da düşünmek zorundayız. Sadece Müslüman olanları değil yeryüzündeki bütün mazlumları da düşünmek zorundayız. Onun için biz elhamdülillah hiçbir dönemde ırkçı, kavmiyetçi, faşist olmadık. Bundan sonra da olmayacağız” dedi.

“Afetlere karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızla yaptığı görüşmede Genel Başkanımız, yerel yönetimler, iklim değişikliğinin getirdiği doğal afetler gibi konularda değerlendirmede bulundular. Görüşmelerine dair Genel Başkanımız şunları dile getirdi: “Karadeniz bölgemiz doğal afetleri, başta yoğun yağışlar sebebiyle oluşan heyelan, sel felaketini sıkça yaşayan bir bölgemiz. Dileğimiz ve duamız bunların yaşanmaması ama bu da hayatın bir gerçeği. Bunlara karşı en üst düzeyde hazırlıklı olmamız gerekiyor. Hazırlık nedir? Bunun altyapı hazırlığının yapılmasıdır. Bu konuda son yıllarda bölgemizde büyük yatırımlar ya da çalışmalar yapıldı. Ama eksik olan noktalar vardır. Bunların tamamlanması gerekiyor. Biz Büyük Birlik Partisi olarak bunların takipçisiyiz. Bölgeden bize bu anlamda ulaşan bütün talepleri de muhataplarına ileterek çözümlerin bulunmasını, yatırımların yapılmasını hem teşvik ediyoruz hem de bu hususların takipçisi oluyoruz. Bundan sonra da bölgemiz ve ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz.”

“Biz artık bu konuda bahane istemiyoruz.”
Vatandaşımızın ekonomik zorluk yaşadığını bir kez daha dile getiren Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Emeklilerimiz, asgari ücretlilerimiz gibi düşük sabit gelirlilerimiz, küçük esnafımız, küçük çiftçimiz gerçekten büyük ekonomik sıkıntı yaşıyorlar. Önceliğin bunlara verilmesi gerekiyor. Kaynakların bunlara aktarılması gerekiyor. Kaynak yok diyen muhataplarıma ben kaynak söylüyorum. Şu anda konutlarda kullanılan doğal gaz ve elektriğin önemli bir kısmını devlet sübvanse ediyor. Bu bütün vatandaşlar için böyle. Biz de diyoruz ki geliri yüksek olanın doğal gazını devlet niye ödüyor kardeşim? Sadece ihtiyacı olanınkini ödeyeceksin. Onun için biz artık bu konuda bahane istemiyoruz. Çözülsün ve emeklilerimizin yüzü gülsün istiyoruz. Çiftçilerimiz konusunda ise mesela fındık toplanıyor şu anda. Burada zaten çok büyük fındık bahçesi olan az, yüz ton fındık kaldıran yok burada. Bir de çiftçimiz kurtla, hastalıkla uğraşıyor. Eskiden sadece gübre gibi mazot gibi girdiler vardı. Şimdi bir de en önemlisi işçilik var. Kazancın yarısını belki daha fazlasını götürüyor. Onun için çiftçimizin desteklenmesi gerekiyor. Sadece çiftçimizin değil. Gıdada bizim kendi kendimize yetip daha fazlasını yapmamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi. Konuşmasının sonunda savunma sanayisinde yaptığımız çalışmaların çok kıymetli olduğunu belirten Genel Başkanımız, bunların tam bağımsızlığın nişanesi olduğunu söyledi. Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici; üretimde, gıdada ve savunmada kendi kendimize yeten bir ülke olmamız gerektiğine bir kez daha dikkat çekti.