Yükleniyor...
8 Ağustos 2024 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ GENEL MERKEZİMİZDE DÜZENLENEN HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISINDA KONUŞTU

GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN MUSTAFA DESTİCİ GENEL MERKEZİMİZDE DÜZENLENEN HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISINDA KONUŞTU

Genel merkezimizde gerçekleştirilen haftalık olağan basın toplantısında konuşan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, ülke ve dünya gündemini değerlendirdi. Konuşmasının başında merkez üssü Adana olan depremlerde kayıp yaşanmamasını diledi ve depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Fransa'da devam eden olimpiyatların rezaletlerle başladığının altını çizdi. Ülkemizi güzel bir şekilde temsil eden sporcularımızı tebrik etti. Buse Tosun Çavuşoğlu, Buse Naz Çakıroğlu ve Filenin Sultanları’na başarılar diledi. 

“Irak, PKK'nın partilerini kapatıyor. Türkiye'de PKK'nın partileri mecliste.”
Irak’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci’nin talebi üzerine PKK'yla bağlantısı tespit edilen üç partiyi kapatması hakkında Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici şunları söyledi: Mart ayında bizim hükümetimizden üst düzey bir heyetin Irak'ı ziyaret etmesinin ardından Bağdat yönetimi terör örgütü PKK'yı resmen güvenliğine tehdit olarak tanımladıkları ve ülkede yasaklı bir örgüt olarak sınıflandırdıklarını da ilan etmişti. Çok enteresan. Irak, PKK'nın partilerini kapatıyor. Türkiye'de PKK'nın partileri mecliste. Türkiye'de PKK'nın partilerine hazineden yüz milyonlarca lira para veriliyor. Irak'ın kapattığı yerde Türkiye'de bunların esamesi okunmamalıdır. Yani açılmasına müsaade edilmemelidir. 

“Anayasa Mahkemesi kararların, kanunların, anayasaya uygunluğunu denetler.”
AYM’nin üç yıldır eski partilerin kapatılma kararını sonuçlandırmayışını eleştiren Genel Başkanımız, bunların üzerine hainlerin iki parti daha kurduğunu belirterek Türkiye’de ağır işleyen hukuka dikkat çekti. Terör örgütü mensuplarının lehine olacak davalarda hemen karara varıldığını iki örnekle açıkladı. Türkiye sınırları içerisinde ayrı bir devlet haritası barındıran tişört giyen bir haine verilen cezanın kaldırılması ve Can Atalay kararında Yargıtay'ın kararına rağmen Anayasa Mahkemesi'nin görev alanı dışında hareket etmesinin uygunsuz olduğunu ifade etti. Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Anayasa Mahkemesi kararların, kanunların, anayasaya uygunluğunu denetler. Bir mahkemenin verdiği kararın içine giremez. Yani içeriğiyle ilgili bir tasarrufta bulunamaz, Yargıtay gibi ya da yerel bir mahkeme gibi ya da onların yerine kendisini koyarak bir karar veremez. Görev alanı sınırlıdır. Ama bakıyoruz sanki bir Yargıtay dairesi gibi bazen karar verdiğine şahitlik ediyoruz. O kararları çok çabuk veriyor. Ama bu terör örgütünün partisinin kapatılma kararında olduğu gibi üç sene sürüncemede de bırakabiliyor” diye konuştu.

“Ya dostsunuzdur ya düşmansınızdır.”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Siyonistlerden yüz bularak Türkiye’ye kafa tutmaya çalışanlara, “Türkiye'ye yön vermeye çalışanlar, Kerkük üzerinden Türkiye'ye parmak sallayanlar biliniz ki gün gelir o parmaklar kırılır. Herkes, özellikle de Irak'ın kuzeyindekiler bilsin ki Kerkük Türk'tür ve Türk kalacak. Türk şehirlerine, Türk beldelerine göz dikenlerin oraları işgal ederek kendilerine yurt yapmaya çalışanların akıbeti asla ve kata hayır olmayacaktır. Saddam kimyasal gazlarla saldırdığında Türkiye'ye sığınacaksınız ama rahatladığınızda Türkiye'ye çemkirmeye çalışacaksınız. Bu kabul edilemez. Ya dostsunuzdur ya düşmansınızdır” dedi. 

“İran'ın toprak bütünlüğüne yönelen hamleler Türkiye'yi de içine alan bir yıkım planıdır.”
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, tarihte küresel emperyalist güçlerin Arap aşiretleri üzerinden yürüttükleri planı hatırlattı. Bugün Arapların yerine etnik farklılıkları istismar ederek emperyalistlerin kurdurduğu terör örgütlerini kullandığını belirtti. Genel Başkanımız, “Bugün Gazze'de, İran'da, Irak'ta, Suriye'de yaşananları hatta kırk yıldır terörle mücadele eden Türkiye'den Mısır'a Libya'ya kadar yaşanan insanlık dışı cinayetleri, katliamları bu durumu dikkate almadan değerlendirirsek gerçeklerden uzaklaşmış oluruz. Bakın şimdi İran bir savaşın içine çekilmeye çalışılıyor. İran'la anlaşamadığımız noktalar olabilir. Ancak bugün İran'ın varlığına ve toprak bütünlüğüne yönelen hamlelerin Türkiye'yi de içine alan büyük bir yıkım planının parçası olduğunu da görmek mecburiyetindeyiz. Irak, ülkesinde faaliyetlerini sürdüren PKK'yla iltisaklı siyasi partileri kapatarak bu gerçeğin geç de olsa farkına varmış gözükmektedir. Türkiye'de ABD'nin jandarmalığını yaptığı küresel emperyalizmin bölgedeki menfaat planlarının bir oyuncağı olan bölücü terör örgütünün talimatıyla kurulan ve yine bölücü terör örgütünün talimatlarıyla faaliyetlerini sürdüren siyasi parti gönüllü yapıların ülkemizde ve bölgemizde neden olduğu tahribatı sayısız kez dile getirdik. Avrupa ve ABD PKK'yla birlikte on yıllarca bu örgütlenmelerinde hamiliğini üstlendi. Uluslararası kuruluşlar on yıllarca siyasi parti gönüllü yapılarıyla ilgili Türkiye'nin aleyhinde kararlar aldılar. Hala almaya devam ediyorlar. Bugün Gazze'de on binlerce çocuğun ve kadının katledilmesini görmezden gelenler, PKK'nın katlettiği on binlerce vatandaşımızı da görmezden gelmişti. Bunların içerisinde siyasi partiler var, sivil toplum kuruluşları var, iş dünyasının temsilcileri var. Bunlar maalesef hiçbir zaman Türkiye'nin ve Türk milletinin yanında değil; batının, emperyalistlerin ve siyonistlerin yanında oldular. Bunları elbette devletimiz de biz de not ettik. Günü gelince hepsinin defterini düreceğiz Allah'ın izniyle” diye konuştu.

“Geçmişte buna tevessül edenler hangi akıbeti yaşamışsa siz de o akıbeti yaşarsınız.”

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Türk siyasetinin en önemli kırılma noktalarından bir tanesi 1991 seçimlerinde SHP'nin şimdiki CHP’nin PKK'nın siyasi uzantısını meclise taşıması olduğunu ifade etti. Genel Başkanımız, bugün küresel emperyalist güçlerin Türkiye'yi hedef alan terörü siyasi bir zemine oturtup meşrulaştırmaya çalışırken CHP’nin bu planı bilerek ya da bilmeyerek desteklediğini belirtti. Her seçim tekrarladıkları ‘Kürt sorunu’nun ne olduğuna hala bir cevap veremediklerini söyleyerek “Demokratik bir sorun olarak görüyorsanız o mesele çözüldü. Hatta Avrupa ülkelerinden daha ileride adımlar atıldı. Hangi Avrupa ülkesinde terör örgütünün partisi olur; mecliste milletvekilleri olur, ona hazine yardımı verilir? Örneğin Kürtçe televizyon yirmi dört saat yayın yapıyor. Ama eğer terörist Demirtaş'ın bir dergiye verdiği mülakatta söylediği gibi bunu bir statü sorunu olarak görüyorsanız o zaman size orada geçit yok. Çünkü statü sorunu olarak görmek ne demek? “Biz ayrı bir devlet istiyoruz” demek. Ben buradan PKK'yla daha doğrusu siyasi partileri üzerinden PKK'yla görüşen ve iş birliği yapanlara soruyorum. Siz de Kürt sorunu derken terörist Demirtaş gibi statü sorunundan mı bahsediyorsunuz? Eğer öyleyse o zaman bir dakika. Ona ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne Türk milleti ne de Alperenler müsaade etmez. Geçmişte buna tevessül eden topluluklar hangi akıbeti yaşamışsa siz de o akıbeti yaşarsınız” dedi. Türkiye’de yaşayan hangi etnik kökene ait olursa olsun milleti böldürmeyeceklerini belirterek birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajı verdi.

“Diktatör de sizsiniz katliamcı da sizsiniz.”
İsrail Devleti’nin Filistin ve Gazze’de devam eden soykırımları konusunda açıklamalar yapan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, sözde barışçıların İsrail’e her türlü desteği verdiğini savundu. Haniye’nin öldürülmesini işaret ederek İsrail’in bu destekten aldığı cesaretle hareket ettiğini ve İsrail’e en sert tepkiyi Türkiye’nin verdiğini ifade etti. “İsrail Dışişleri Bakanı, sosyal medya aracılığıyla Türkiye'ye, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na ve yöneticilerine hakaret ediyor. Ama bazılarını ayırıyor, Büyükşehirlerin belediye başkanlarını ayırarak onlara selam gönderiyor. Selamı alınıyor, alınmıyor. O milletimizin takdirindedir. Ama selam çakıyor. Durumun bir psikolojik harp taktiği olduğunun da farkındayız. Sözde bakanın söylediği hiçbir cümlenin gerçekliği nazarımızda yoktur. Hiçbir laf kalabalığı on binlerce masum kadın ve çocuğu katlettiğiniz gerçeğini değiştirmeyecektir. Sözde devletin sözde bakanı Katz, diktatör de sizsiniz katliamcı da sizsiniz. Türk devletleri ve Necip Türk milleti tarihin hiçbir döneminde katliamcı ve soykırımcı olmamıştır. 532 sene önce ataların, İspanyollardan kaçarak bizim devletimize sığınarak canlarını kurtarmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na ve Türk milletine hakaret ederek tarihi de gerçekleri de asla değiştiremezsiniz. Soykırım yapanların akıbeti, Hitler'in akıbeti ne olmuşsa o olacaktır!” şeklinde konuştu.

“Sosyal medya üzerinden devlete, millete her türlü iftirayı atıyorlar.”
Son günlerde sıkça bahsi geçen sosyal medya platformu Instagram’ın kapatılmasıyla ilgili Genel Başkanımızın açıklaması şu yöndeydi: Sosyal medya kuruluşları milyar dolarları aşan paralar kazanırken maalesef dünyanın her yerinde özellikle Müslüman ülkelerde internet üzerinden yapılan uyuşturucu, silah ve kadın ticaretine engel olmamaktadırlar. Dolandırıcılık, pedofili gibi suçlarla yeterince mücadele etmemekte hatta bazen platformlarında buralara alan açmaktadırlar. Ya kasıtlı olarak faaliyetlerini sürdürüyorlar ya da bu suçlarla mücadele için milyar dolarlık kârlarından bütçe ve eleman ayırmıyorlar. Bütün bunların yanı sıra sosyal medya mecralarının Türkiye'ye karşı yürütülen psikolojik savaşın bir parçası haline geldiğini hepimiz görüyoruz. PKK ve FETÖ başta olmak üzere Türkiye aleyhinde yayın yapan tüm terör örgütleri sosyal medya kuruluşlarını sınırsızca kullanabiliyorlar. Devlete, millete, devletin yetkililerine her türlü iftirayı atıyorlar. Ülkemize, devletimize, tarihimize, değerlerimize, yöneticilerimize de her türlü hakaret ve iftira yine sosyal medya üzerinden yürütülüyor. Bizde sosyal medya platformlarının kapatılmasına en çok karşı çıkanlar, şaklabanlardır. Yahu sen git şaklabanlığını yap! Çünkü buralarda artık ana ekranlardan uzaklaştırılmışlar. Bu sosyal medya platformlarında yayın yapıyorlar ve buradan büyük paralar kazanıyorlar. Burası kapandığı anda arpa kesiliyor. Yani arpa kesildiği için bunlar saldırıyorlar.”

“Alınan tedbir budur. Bunun basın ya da ifade özgürlüğüyle bir ilgisi yoktur.”
Instagram’ın açılması konusunda demokrasi adına samimi davrananlara sözü olmadığının altını çizen Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Bu işin elebaşlarının kim olduğunu görüyoruz. İsimlerini bile ağzıma almak istemiyorum. Çünkü isimlerini ağzınıza aldığınızda hemen lağım gibi kusmaya başlıyorlar. Bu kadar ahlak fukaraları bunlar. Elbette onlara da sessiz kalmayacağız. Gerektiğinde gerekli cevabı vereceğiz ama milletimizin bunu görmesi lazım. Mesela Instagram istediğinde Gazze'yle ya da en son İsrail tarafından şehit edilen İsmail Haniye'nin katledilmesiyle ilgili veya Abdullah Çatlı’yla ilgili yapılan paylaşımları bir hamlede kaldırabiliyor. Ama öbür taraftan PYD'nin, YPG'nin, FETÖ'nün, diğer terör örgütlerinin, Türkiye düşmanlarının her türlü paylaşımlarını yayınlıyor. Bunlara ses çıkarmıyor. Türk milliyetçiliğinden ya da Müslüman liderleri savunduğunuz zaman hesabınız askıya alınıyor ama Müslümanlara küfretmek serbest. Devlet bunu seyredemez, elbette ki tedbir alacaktı. Alınan tedbir budur. Bunun basın ya da ifade özgürlüğüyle bir ilgisi yoktur. Bu tür tedbirlere karşı da ayaklanma çağrısı yapıyorlar. E buyurun ayaklanın eğer cesaretiniz varsa. Geçmişte ne olmuşsa bugün de olur. Ayaklarınız kırılır, bu kadar basit. Ve bunlara diyoruz ki bakın biz geleceğimizi kurtarmaya çalışıyoruz, biz çocuklarımızı kurtarmaya çalışıyoruz. Biz devletimizi, ülkemizi ve milletimizi kurtarmaya çalışıyoruz. Onun için eğer yüreğinizde zerre kadar devlete bağlılığınız varsa bayrağa bağlılığınız varsa ülkenizin ve milletinizin birliğinden yana iseniz o zaman duracağınız yer, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve o devletin aldığı önleyici kararlar olmalıdır” dedi.

“Bu işin iktidarı muhalefeti olmaz.”
Genel Başkanımız, her zaman ülke gündeminde olan ekonomi konusunda da Hazine ve Maliye Bakanımızla görüşmelerini hatırlattı. Ekonomideki zorlukların aşılması konusunda istişarelerde bulunduklarını belirtti. Bakanımız Sayın Şimşek’in enflasyondaki düşüşü değerlendirerek beklentilerde iyileşme olduğunu vurguladı. Ayrıca kayıt dışı ile mücadelenin artarak devam edeceğini beyan ederek çok ve kayıt dışı kazananların hedefte olduğunu bildirdi. Genel Başkanımız bir kez daha ‘adil bir vergi sistemi’nin önemine dikkat çekti. ‘Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi’ alınması gerektiğini tekrar dile getirdi. Bu konuda çıkan kanunun kuşa döndüğünü ifade eden Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Bu çalışmadan sonra epey şey düştü ortaya. Müthiş bir hayat yaşayan, lüks evleri, arabaları, her şeyi olan bazı ticaret erbaplarının sıfır vergi ödediği ortaya çıktı. Bunun içerisinde medyanın yorumuna göre iktidar tarafında olanlar da var muhalefet tarafında olanlar da var. Bu işin iktidarı muhalefeti olmaz. Bütünüyle bir seferberlik ilan edilmesi lazım. Hükümetin burada asla caydırıcılıktan vazgeçmemesi lazım. Ama vergi tek başına çözüm değildir” ifadelerine yer verdi.

“Çok kazanan değil tasarruf eden zengin olur.”
Diğer yandan ekonomi kalkınması konusunda tasarrufun önemine vurgu yapan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Çok kazanan değil tasarruf eden zengin olur derler. Onun için israftan olabildiğince kaçınmamız gerekmektedir. Sosyal güvenlik konusunda da sıkıntılarımız var. Erken emekli olanlarımız oldu. Geç emeklilik bekleyenler var. Biz emeklilerimizin bir hak mağduriyeti yaşadığını çok kez belirttik. 2023 Temmuz'undan başlayan yanlışın bugün devam ettiğini görüyoruz. Bunun behemehal düzeltilmesi lazım. Öbür taraftan doğal gazda sübvansiyon yapıyorsun. Bunun yarısı varlıklı olan kimselere gidiyor. Varlıklı olan üst gelir grubunun niye doğal gazını yoksul kesim alsın ödesin? Onun için devletimiz o varlıklı olanların doğal gazını ödüyorsa da kademeli ödesin. Ama hepsininkini yüzde doksan ödemek bence hakkaniyetli değil. Bir de asgari ücretliler var. Bu ülkede hala yüksek enflasyon varsa ve altı aylık enflasyon %20 çıkmışsa o fark asgari ücretliye geciktirilmeden verilmelidir. Asgari ücrete bu hesapla %20 koyduğun zaman 20 bin lira verilmesi gerekiyor” diyerek toplantıyı sonlandırdı.