Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, genel merkezimizde ‘Merkez Karar Yönetim Kurulu Toplantısı’ öncesinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ülke ve dünya gündemini değerlendirdi.
“Bizim için Suriye'nin toprak güvenliği çok önemlidir.”
Suriye’deki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Suriye’nin toprak güvenliğinin artık mümkün olamayacağını çünkü emperyalistlerin bölgede olduğunu belirtti. Bu emperyalist güçlerin amacının Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti kurdurmak istemesi olduğunu ve Türkiye’nin güvenliği için de bir tehdit olduğunu ifade etti. Genel Başkanımız, “Bizim için Suriye'nin toprak güvenliği çok önemlidir. ABD'nin ve İsrail'in orada yapmaya çalıştığı Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurdurmaktır. Maalesef bu konuda çok mesafe almışlardır.” diye konuştu.
“Türkmenler öncelik olmalıdır.”
Bölgedeki Türkmenlerin etkin pozisyonlara gelmediği sürece Türkiye'nin kendi stratejisini uygulayamayacağını ve aleyhe gelişecek olayları engelleyemeyeceğini belirten Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurma çalışmaları aleni şekilde sürmektedir. Hepimizin gönlünden Misak-ı Milli sınırlarına ulaşmak; Kerkük, Musul, Halep gibi şehirlerimizin Türkiye devleti sınırlarının içinde yer alması geçiyor.” ifadelerini kullandı.
“TSK sınırda 30 km'lik alanı kontrol altına almalıdır.”
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye'nin kuzeyine yeni bir harekat yaparak sınırların tamamında 30 kilometrelik derinliği kontrol altına alması gerektiğini ifade eden Destici, düzensiz göçmenlerin de buraya yerleştirilmesi gerektiğini savundu. Genel Başkanımız, “O bölgelerden gelmiş olan düzensiz göçmenleri de harekat yapılan yerlere götürüp oraya yerleştirmek ve sağlamlaştırmak gerekiyor. Böylece iki meseleyi çözmüş olacağız: Buradaki göçmenleri oraya taşıyacağız, göçmen meselemizin bir kısmını çözmüş olacağız. İkincisi de o bölgede Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve barışın kalıcı olmasını bu yolla temin edeceğiz.” dedi.
“Doğu Türkistan'a da sahip çıkmamız gerekiyor.”
Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne dikkat çeken Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri kamplarda asimile ediliyor. İbadetlerini özgürce yerine getiremiyorlar. İstedikleri kadar çocuk doğuramıyorlar. Çocuklarını Türkiye'ye eğitim için özgürce gönderemiyorlar. Buraya gelenler oradaki aileleriyle telefonda dahi konuşamıyorlar. Çin sevdalıları, eski Mao'cular ne anlatırsa anlatsın bunlar gerçek. Hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak hem Türk Devletleri Teşkilatı Birliği ve bütün Türk milleti olarak Doğu Türkistan'a da sahip çıkmamız gerekiyor. Aynı şekilde Kırım için de durum budur.” ifadelerine yer verdi.
“Nükleer güç olsaydık ABD terör devletini kurmaya kalkmazdı.”
Türkiye'nin askeri ve savunma sanayisini yüzde 90 oranında yerli ve millileştirdiğini ifade eden Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, nükleer güç konusunda da çalışma yapılması gerektiğini belirterek “Türkiye nükleer güce sahip olsaydı, Suriye'nin kuzeyinde terör devleti projesini ABD asla düşünemezdi, İsrail Gazze'yi böyle yerle bir edemezdi. Türkiye ne pahasına olursa olsun nükleer güce kavuşmalıdır. Ya kimsede olmayacak ya da bizde de olacak çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem Türk dünyasının lider ülkesidir hem İslam dünyasının lider ülkesidir.” dedi.
“Terör değil siyasi bölücüler daha tehlikeli.”
Terörün tüm unsurlarına karşı topyekûn mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, bazı dönemlerde hayata geçirilen müzakere süreçlerinden hiçbir zaman sonuç alınamadığını, bunlardan terör örgütünün karlı çıktığını belirtti. Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir terörle mücadele ettiğini belirten Genel Başkanımız, “Teröristten ziyade bizim için tehlikeli olan siyasi bölücülerdir. Terör örgütü ve teröriste sahip çıkan sözde milletvekilleridir, sözde kalemlerdir, sözde belediye başkanlarıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Terörle müzakere olmaz, mücadele edilir.”
Terörle mücadelenin kesin ve net olması gerektiğine bir kez daha vurgu yapan Genel Başkanımız, “Terör örgütü güçlendi. Siyasi partisi 2007'de yüzde 10 barajından dolayı Meclise ancak bağımsız aday olarak girebilirken 2013-2014 yılında yürütülen müzakere sürecinden sonra 2015 seçimlerine tek başına listesiyle yüzde 10 barajını aşarak girdi, Mecliste 70-80 sayılarına ulaştı. İçeride onun savunucu kalemleri köşe başlarını tuttular. En önemlisi AB ve ABD başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar ve dünya ülkeleri nezdinde meşruiyet kazandılar. Bunun için terör ve teröristle müzakere olmaz, mücadele edilir. Elindeki silah alınır ve kafası koparılır.” şeklinde konuştu.
“Hepimizin önceliği millet, memleket, din ve devlet olmalıdır.”
Kayyum atamaları meselesine tekrar dikkat çeken Genel Başkanımız bu atamaların yerinde olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: “Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı Sayın Özgür Özel, dün Esenyurt Belediye Başkanı iken terör örgütüyle ilişkisi sabit olduğu için görevden alınan ve tutuklanan bir sözde belediye başkanını ziyaret etmiştir. Orada, ‘1930'lu yıllarda bu bölge nasıl işgal edilmişse yeni bir işgalle karşı karşıyayız’ dediler. İşgal diye nitelendirdiği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir ayaklanmayı bastırmasıydı. Olaylar gerçekleştiğinde Türkiye'de iktidarda kim vardı? Cumhuriyet Halk Partisi vardı. Cumhurbaşkanı kimdi? Mustafa Kemal Atatürk’tü. Peki sen nasıl bunları hazmedebiliyorsun ey Özgür Özel? Nasıl yerel seçimleri, kent uzlaşısı yaparak kazanmışsa, işbirliği yaparak kazanmayı ümit ettiği için sessiz kalıyor ya da kabulleniyor. Hepimizin önceliği millet, memleket, din ve devlet olmalıdır. Teröre karşı da hepimiz ortak bir duruş sergilemeliyiz.”
“İnancımıza, değerlerimize, kültürümüze savaş açılmış durumda.”
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen ‘VII. Din Şurası Açılış Toplantısı’nda dijital platformlar ve sosyal medyanın ahlaki kopmalara neden olduğu konusuna değinildiğini belirten Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, öte yandan Türkiye'de İslamsız bir milliyetçilik anlayışının yaygınlaştırılmaya çalışıldığını öne sürdü. Sosyal medya kullanımı konusunda 16 yaş sınırının olması gerektiğini belirten Genel Başkanımız, “Türkiye'ye ve Türk milletine karşı bu anlamda açılmış bir savaşla karşı karşıyayız. İnancımıza, değerlerimize, kültürümüze savaş açılmış durumda. Okullarımızda ders saatinde akıllı telefon kullanılmamasını destekliyoruz. Bütün bunları takip edeceğiz ve bir rapor haline getireceğiz. Bu raporu kamuoyuyla paylaşacağız. Cumhurbaşkanlığıyla paylaşacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisi'yle paylaşacağız. Partilerimizle ve sivil toplum örgütlerimizle paylaşacağız. En önemlisi de toplumumuza savaş açan bu emperyalistlerle sonuna kadar savaşacağız.” dedi.
“Teşkilat çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.”
Partimizin eğitim ve hukuk kurullarının çalışmalarına devam ettiğini ve daha da artırılacağını belirten Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, "Teşkilat çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Bütün divan üyelerimizin ve merkez karar yönetim kurulu üyelerimizin görevli olduğu iller var. Bu arkadaşlarımız yıl sonuna kadar bu teşkilatlarımızdaki çalışmaları tamamlayacaklar ve Şubat ayından itibaren ilçe kongrelerimizle birlikte büyük kongre sürecimizi başlatıyoruz. Şubat, Mart, Nisan ayları içerisinde inşallah ilçe kongrelerimizi yapacağız. Sonbaharda il kongrelerimizi gerçekleştireceğiz. Ve daha sonra da inşallah büyük kurultayımızı yapmış olacağız.” diye konuştu.