Kurban Bayramını, bölgemizde ve dünyada savaşların, bu savaşların neden olduğu ölümlerin, göçlerin, açlığın, çaresizliğin belirleyici olduğu şartlarda idrak ediyoruz.
Filistin’de Gazze’de on binlerce çocuk, kadın ve yaşlının zalimce katledildiği bir soykırım devam ediyor.
Doğu Türkistan’da, anayurtlarında, atayurtlarında Uygur Türkleri, kardeşlerimiz, kimlikleri ve inançları nedeniyle yok edilmeye çalışılıyorlar.
Çok sayıda coğrafyada, küresel emperyalizmin sömürüsü, yağmaladığı topraklarda, savaşlardan, doğal afetlerden daha büyük yıkımlara, acılara neden oluyor.
Kurban Bayramı’nın manevi iklimini yaşarken, çevremizde, ülkemizde, dünyada yaşananlara karşı taşıdığımız sorumlulukları hiç unutmamalıyız.
Bunun yanı sıra inançlarımızın bize emrettiği, mensup olduğumuz topluma ve ihtiyaç sahiplerine dair sıkıntıları paylaşmamızla ilgili yükümlülüklerimizi en çok bu günlerde hatırlamalıyız.
İmkânı olanların, ihtiyaç sahiplerine el uzatması, ibadetlerimiz kadar, kurbanlarımız kadar, mensup olduğumuz dinin gereği. Kötülüğü, zulmü, adaletsizliği ve acımasızlığı ancak sevgiyle, dayanışmayla; birbirimize ve değerlerimize sarılarak yenebiliriz ve yeneceğiz.
Bu düşüncelerle, aziz milletimizin her bir ferdinin ve İslam Aleminin, Müslüman kardeşlerimin mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyor, ülkemiz, milletimiz, soydaş ve kardeş coğrafyalarımız velhasılı tüm insanlık için aydınlık, güzel günlere vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.