Yükleniyor...
25 Eylül 2024 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

GENEL MERKEZİMİZDE ‘HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISI’ DÜZENLENDİ

GENEL MERKEZİMİZDE ‘HAFTALIK OLAĞAN BASIN TOPLANTISI’ DÜZENLENDİ

Genel merkezimizde düzenlenen ‘Haftalık Olağan Basın Toplantısı’nda Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, açıklamalarına başlamadan önce ‘Dünya Türklüğü’nün birliğine zemin oluşturan İsmail Gaspıralı’yı vefatının yıl dönümünde rahmetle yad etti. Genel Başkanımızın açıklamalarında dünya ve ülke gündemindeki meseleler yer aldı.

 

“Milletimize ve ülkemize üreterek katkı sağlayanların ‘Ahilik Haftası’nı kutluyorum.”

Genel Başkanımız tarihimizde yer alan ‘ahilik geleneği’ni yaşatmak adına kutladığımız ‘Ahilik Haftası’ ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ahilik kültürüne ihtiyacımız olduğunu bu ekonomik kriz döneminde gördüğümüzü belirten Genel Başkanımız şunları kaydetti: “Ahiliğin içinde bulunduğu toplumun manevi gelişimine kazandırdıklarının yanında en önemli fonksiyonu insanlara aş ve iş sağlaması, mensuplarının aynı zamanda iyi bir insan ve iyi bir Müslüman olmasını hedeflemesi, meslek mensuplarının ve üretimin kalitesini artırırken bir üretim toplumu da inşa etmiş olmasıdır. Batı'da yüz yılın son çeyreğinde popüler olan bu kavramlar bin yılı aşkın süredir Müslüman Türk topluluklarının en önemli karakteristik özelliği olmuştur. Türk cihan hakimiyeti, milletimizin askeri gücünün yanında toplumun sağlam, sağlıklı, insanı ve üretmeyi kutsal sayan sosyal yapısıyla mümkün ve sürekli bir hale gelmiştir. Tüm dünyada milletler ekonomik alanda rekabet ederken bugün çokça telaffuz edilen, inovasyon, sürdürülebilir kalkınma, çalışanların ve üreticilerin hakları, üretim toplumu ve kalite yönetimi gibi konuların ahiliğin cüzleri olduğunu çok açık bir şekilde ifade edebiliriz. Bu değerlere sahip olmanın ve muhafazakarlığın o değerlere sahip çıkmak olduğunun bilinciyle esnafımızın, çalışanların, milletimize ve ülkemize üreterek katkı sağlayanların ve aziz milletimizin ‘Ahilik Haftası’nı kutluyorum.”

 

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığı hem dünya barışı hem de mazlum milletler açısından çok önemli.”

Terörist İsrail Devleti’nin Gazze ve Filistin’den sonra şimdi de Lübnan’a olan saldırılarını işaret ederek İsrail ve destekçilerinin insanlık dışı olduklarına dikkat çeken Genel Başkanımız, uluslararası kuruluşların da bu vahşete göz yummasını eleştirdi. Genel Başkanımız, “Sayın Cumhurbaşkanımız, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Türkiye Cumhuriyeti'nin ve milletimizin; terörist İsrail'in Gazze'ye ve Lübnan'a saldırıları, Doğu Türkistan'da Çin'in zulmü altında kalan Uygur Türkleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'mizin bağımsızlığı, Suriye'de yaşananlar ve olimpiyatların açılışındaki rezalet hakkındaki görüş ve hassasiyetlerimizi dile getirdi. Bu konuşmasından dolayı şahsım ve camiam adına kendisine teşekkür ediyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilelebet payidar olmasının, hem dünya barışı açısından hem de mazlum milletler açısından, ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördüğümüzü ifade etmek istiyorum” dedi.

 

“Türkiye'nin birliği de huzuru da buradan geçmektedir.”

Suriye yönetiminin af kararıyla ilgili gelişmelerde mültecilerin ülkelerine dönmesi için önlerindeki en büyük engelin kalktığını belirten Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Türkiye'den ayrılmamak için Suriye yönetimini bahane edenlerin herhangi bir bahanelerinin kalmadığını düşünüyoruz. Bu kapsamda ülkemizde bulunan Suriyelilerin ülkelerine süratli bir şekilde dönmeleri ya da gönderilmeleri gerekmektedir. Türkiye ekonomisiyle de sosyolojisiyle de bu sorunu daha uzun süre taşıyabilecek durumda artık değildir. Bölgenin bugünkü nüfus yapısı, Suriyelilerin ülkemizde bulunmaları, bölgede bir terör devleti kurulması planlarına da fayda sağlamaktadır. Gelişmelerin ve bu yönde yapılması gereken çalışmaların takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum. Aziz milletimiz, Büyük Birlik Partimize ve Alperenlere güvenmeye devam etsin. Türkiye'nin birliği de huzuru da buradan geçmektedir” diye konuştu.

 

“Türkiye sizin baş edebileceğiniz bir devlet değildir.”

Yunanistan’ın Türk kara sularını ihlal ettiği haberlerine ilişkin Genel Başkanımız şu açıklamayı yaptı: “Yunanistan'ın benzer davranışlarına zaman zaman rastlıyoruz. Vasıfsız, ahlaksız Yunanlı politikacıların dikkatleri bu gerçeklerden başka yöne çekmek için neden oldukları gerilimler, Yunanistan'ın ve Yunan halkının güvenliğini tehlikeye atmak dışında hiçbir işe yaramaz. Yunan politikacıların uşaklığını yaptığı batılı devletler de gerçekte Yunanistan'ın ya da Yunanların dostu değildir. Onlar sadece kendi emperyalist çıkarlarının peşindedir. Hırsı aklın önüne koyan ya da hırsı aklının önüne geçen Yunanlara diyoruz ki kendinizi ateşe atmayın, yanacaksınız, yanmayın. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sizin baş edebileceğiniz bir ülke değildir, size çok büyük gelir.”

 

“Çağı yakalamalıyız.”

İsrail’in çağrı cihazları üzerinden yaptığı saldırının ardından yeni şartlara göre önlem almamız gerektiğinin altını çizen Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın ‘Siber Güvenlik Başkanlığı’ fikrinin destekçisi olacağımızı belirtti. Genel Başkanımız, “Özellikle eğitim sistemimizde bu hususları da dikkate alarak yeni planlamalar yapmak zorundayız. Fen liselerimizin bir kısmını mutlaka teknolojik liselere dönüştürmeliyiz. Hemen hemen her ilimizde üniversitemiz var ve bu üniversitelerimizin en az dörtte biri yine teknik ve teknoloji üniversitesi olmalı. Çağı yakalamalıyız. İsrail gibi terörist devletlerle, teknik imkanlara sahip olan bu terörist ülkelerle baş edebilmenin yolu, teknolojide onların önüne geçmek olmalıdır. Bunun da yolunun eğitimden geçtiğini unutmamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

“Ocak ayı beklenmeden emeklilerimize ara zam verilmelidir.”

Doğal gaz ve elektrikteki sübvansiyonu sadece ihtiyacı olana verirsek emeklinin mağduriyetini de giderebileceğimizi hatırlatan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bu çağrıya kulak vererek maliyet esaslı yansıtma için çalışma yaptığını ifade etti. Genel Başkanımız, “Devlet geliri düşük olanı desteklemelidir ve şimdi buradan bir kaynak oluşacak. Sübvansiyonun yani geliri yüksek olanlardan kaldırılmasıyla elde edilecek kaynağın önemli bir kısmı emeklilerimize verilmeli ve ocak ayı beklenmeden ekim ayında emeklilerimize ara bir zam mutlaka yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

 

“GSM şirketlerini, fahiş fiyatları geri çekmeye davet ediyoruz.”

Genel Başkanımızın geçtiğimiz günlerde GSM firmalarının ve internet servis sağlayıcı firmaların fahiş fiyat artışları ile ilgili tepkilerini kamuoyu da destekledi. Zamların geri çekilmesi yönünde herhangi bir adım atılmadığını belirten Genel Başkanımız, “Hükümetimiz ve sorumlular muhakkak konuyla ilgili şikayetleri hassasiyetle incelemeli ve gerekli tedbirleri almalıdır. Vatandaşlarımız bu fahiş fiyatlara ezdirilmemelidir. Artık çok sayıda kamu hizmetinin vatandaşımıza ulaşmasında internet kullanılmaktadır. Bu yönüyle internet ve GSM hizmetlerini bir temel ihtiyaç olarak görüyor, konunun söz konusu şirketlerin keyfiliğine bırakılmaması gerektiğini tekrar özellikle de ilgililere aktarmak istiyorum. Buradan GSM şirketlerini bu konuda açıklama yapmaya ve fahiş fiyatları geri çekmeye davet ediyoruz. Bu konuyu unutturmayacağız ve düzeltilene kadar gündemde tutmaya devam edeceğiz” dedi.

 

“Kanunda gerekli düzenlemelerle polisimize kendini koruma hakkı verilmelidir.”

Şeyda Yılmaz’ın şehit edilmesi üzerine bir kez daha cezaların caydırıcı olması gerektiğine vurgu yapan Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, “Bugünün ceza hukuku maalesef suçları engellemeye yetmiyor. Toplumu, çocuğumuzu, kadınımızı, kızımızı, polisimizi koruyamıyor. Kamu vicdanını tatmin etmiyor. En vahşi, en alçakça, en sapkın cinayetleri işleyenler, bize göre çok kısa sürelerde cezaevinden çıkıyorlar ve yeni suçlar işliyorlar. Başka hayatları karartmaya, başka aileleri mahvetmeye devam ediyorlar. Kızımızı şehit edenin yeniden dışarı çıkacak olma ihtimali üzüntümüzü ve kızgınlığımızı katbekat arttırmaktadır. Buna asla müsaade edilmemelidir. Biz evlatlarımızın yaşamasını istiyoruz. Biz Narinlerin, Sıla bebeklerin yaşamasını istiyoruz. Hukukun milletimizi korumasını istiyoruz. Hala bazıları utanmadan polisimizi eleştiriyor. Başta muhafazakar maskesi takan, PKK soytarısı, sözde milletvekiline ve herkese söylüyorum ki polisimizin sadece şehit olduğunda haklı sayıldığı sistemi yıkacağız. Polis, Selahiyet Kanunu'nda gerekli düzenlemeler yapılmalı ve polisimize kendisini koruma hakkı mutlaka verilmelidir” diye konuştu.

 

“İdam için milletimiz ne derse o olsun, hodri meydan!”

İdamın bir gereklilik olduğunu bir kez daha gündeme getiren Genel Başkanımız şu yönde konuştu: “İdamla birlikte tahliyesiz müebbet hapis cezası da hukuk sistemimiz içerisinde hayata geçirilmelidir. Özellikle katalog suçlar olarak sınıflandırılan alanlarda cezalar artırılmalı, infaz süreleri yeniden düzenlenmelidir. Bunu yapmazsak kadın cinayetlerini de çocuklara karşı işlenen suçları da uyuşturucunun yaygınlaşmasını da çocukların suça itilmesini de terörü de polisimizin, askerimizin şehit edilmesini de önleyemeyiz. İdam cezasını getirmeye ve kararlılıkla uygulamaya mecburuz. Biz her suç için idam cezası gelsin demiyoruz. İki suç için idam cezasının getirilmesini istiyoruz. Birincisi küçük yaşta çocuklarımızı öldüren, cinsel istismarda bulunduktan sonra katleden, cani sapıklar için. İkincisi de bizzat kurşunu sıkarak, askerimizi, polisimizi, şehit eden teröristler ve caniler için idam cezasının mutlaka geri getirilmesini istiyoruz. Madem demokrasi; o zaman gidelim topluma soralım, referandum yapalım, bu iki madde için toplumumuz ne derse o olsun.”