Yükleniyor...
3 Aralık 2025 • Büyük Birlik Partisi Genel MerkeziBüyük Birlik Partisi

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici: Engelli olma, farkında ol!

Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle özel gereksinimli insanlarımızla bir araya geldi, günün önemine dikkat çekerek, "Engel olma, farkında ol" mesajını verdi. Mustafa Destici, ülkelerin gelişmişlik derecesinin engellilere sunduğu yaşam koşullarıyla değerlendirildiğini de hatırlatarak, engellilere göre dizayn edilmeyen yeni binalara yapı ruhsatı verilmemesi gerektiğini söyledi. Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici: Engelli olma, farkında ol!

Engel tanımayarak farklı alanlarda Türkiye'nin gururu olmayı başaran özel gereksinimlilerle bir araya gelen Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde "Engel olma, farkında ol" çağrısında bulundu. Genel Başkanımız Sayın Destici, engelliliğin siyaset üstü bir mesele olduğunu vurgulayarak, bu alanda atılması gereken adımları sıraladı. Genel Merkezimizde Bir Damla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Şengül Cenik, Türkiye Özel Sporcular Ankara İl Temsilcisi ve Mental Otizim Down Sendorumu Hocası Nesrin Çınaroğlu, 15 Temmuz Gazisi Emre Doğa, Yüzme Dünya ikincisi Arda Çınaroğlu, Yüzme Türkiye birincileri Efe Ertuğrul Erken ve Mehmet Akif Çatal, Tarım Bakanlığı personeli Kaan Arda Ünvey ve partilimiz Nail Artuç ile objektiflerin karşısına geçen Sayın Genel Başkanımız şunları söyledi:

"Değerli kardeşlerim, kıymetli misafirlerimiz, kıymetli basın mensupları!
Birleşmiş Milletler 1992 yılında aldığı kararla engellilerin sorunları ve hayat şartlarının iyileştirilmesiyle ilgili tüm dünyada farkındalığı artırmak amacıyla 3 Aralık gününü Dünya Engelliler Günü olarak ilan etti ve o günden bu zamana da 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak değerlendirilmektedir.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Büyük Birlik Partisi de bundan hemen aşağı yukarı bir sene sonra kurulmuş bir parti yani 29 Ocak 1993 yılında kurulurken kendini ve ideallerini ifade ettiği en önemli kavramlardan birisi, Büyük Birlik Partisinin sosyal devlet kavramıydı. O dönemde ancak akademik çevrelerde telaffuz edilen bu kavram, partimizin çok önemli katkılarıyla zamanla siyaset gündeminin ve devletin de merkezine taşındı. Sosyal devlet terimiyle özetle dezavantajlı bireylerimizin toplumsal hayat diğer vatandaşlarla aynı şartlarda katılım sağlayabilmesi için devletimizin dezavantajlı vatandaşlarımızı desteklemesi gerektiğini, bunun devletin asli görevlerinden biri olduğunu ve onların refahının arttırılması için devletin tedbirler almak zorunda olduğunu söyledik. Hiç ara vermeden de o günden bugüne bunu dile getirmeye devam ettik ve bundan sonra da dile getirmeye ve engelli kardeşlerimizin sonuna kadar yanında olmaya devam edeceğiz.

SADECE 3 ARALIK’TA DEĞİL, HER GÜN…

Bunu sadece biz 3 Aralık Dünya Engeller Günü'nde değil, 365 günün her gününde yapma gayreti içerisindeyiz. Ziyaret ettiğimiz illerimizde ya da ilçelerimizde de mutlaka engelli derneklerimizi de ziyaret ediyoruz. Ya da sokakta, mahallede, caddede, kafede, çarşıda karşılaştığımız engelli kardeşlerimizle hususen, mahsusen ilgileniyoruz. Onların hâl ve hatırlarını soruyoruz ve bir talepleri varsa onlara öncelik veriyoruz. Bir söz söylemek isterlerse yine önce sözü onlara veriyoruz. Ve tabii ki bu insan olan herkesin ve bu hususlara duyarlı olan herkesin yapması gereken bir davranış olduğunu aslında özel bir şeyde olmadığını da ifade etmek istiyorum.

Tabii ki ülkemizdeki ya da dünyadaki dezavantajlı kesimlerin başında elbette ki engelli vatandaşlarımız, engelli kardeşlerimiz yani sizler gelmektesiniz. Konuyla ilgili sorumluluk sahibi olması gerekenlerin sadece devletin ilgili kurumları değil ya da toplumun belirli bir kısmı değil toplumumuzun tamamının burada sorumluluk alması gerektiğini düşünüyoruz.

DEVLET BİRİNCİ DERECEDE SORUMLUDUR

Elbette ki devletin ilgili kurumları ve görevler birinci derecede sorumludur. Ama insan olarak hepimizin bu sorumluluğu üzerine almasının da daha doğru olduğunu da ifade etmek istiyorum. Şahıs olarak da, fert olarak da, siyasi parti olarak da, toplum olarak da, devlet olarak da yaşadığımız tüm dezavantajlı kesimlere özellikle engelli kardeşlerimize, sizlerin ailelerine ve bir bütün olarak topluma, milletimize ve tabii ki insanlığa karşı sorumluluğumuz var. Bunların başında engellilerimizin devletin tüm hizmetlerine sosyal hayatın tüm imkânlarına erişebilir noktaya getirilmesi gerekmektedir.

Engellerimizin sosyal hayatta karşılaştığı zorlukların giderilmesiyle ilgili hiç durmadan ve her gün kendini güncelleyen çözümler üretmeliyiz ve onların hayatını kolaylaştırmalıyız. Devletimizin hem bu çalışmaları yürütmek hem de bu konuda devlet organizasyonu dışında yapılan çalışmaları desteklemekle yükümlü olduğunu hepimiz biliyoruz.

ENGELLİLER İÇİN ÇALIŞMA VE SOSYAL HAYAT

Engelli bireylerimizin çalışma ve sosyal hayatların içinde engellerinden dolayı hiçbir sorun yaşamadıkları güne kadar da kendimizi bu konuda ne devlet olarak ne de insan olarak başarılı kabul edemeyiz. Ne zamanki tüm sorunları biter, tüm talepleri karşılanır ve gerçekten bu hayatı daha rahat bir şekilde en üst düzeyde yaşamaları sağlanır. Bu konuda her şey yapılır. Ancak o zaman bir istirahat edebiliriz. Nedir bunlar? Engellilerimizin eksiksiz bir şekilde eğitim imkânlarına ve iş imkânına isteyenlerin ulaşmaları hayati ihtiyaçlarını arzu edenlerin çalışarak temin etmeleri bu şekilde topluma ve ülke ekonomisine katkı sağlamalarının önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. Yani devlet kurumları ya da biz diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri yani bütün toplumun her bir bireyi tam tersine onların önüne yeni engeller koymamalıyız. Tam tersine engelleri tamamen ortadan kaldırmalıyız.

SON 20 YILDA ENGELLİLER İÇİN ÖNEMLİ MESAFE KATEDİLDİ

Tabii ki şunu da ifade etmemiz gerekir. Bir hakkı teslim etmemiz gerekir. Geçmişe kıyasla özellikle son 20 yılda engellerle ilgili asla küçümsenmemesi gereken çok önemli işler yapıldı ve çok önemli mesafeler alındı. Tabii bunda büyük bir parçası olarak bizim de dönem dönem katkılarımız oldu. 

ŞEHİT MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN “ENGELLİ” HASSASİYETİ

Burada rahmetli şehit liderimiz Muhsin başkanımızı bir kere daha rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum. Onun 2008 yılında meclise verdiği yasa değişikliğiyle bir kere bir ayıp ortadan kaldırıldı. Daha önce biliyorsunuz ‘özürlüler’ diye adlandırılıyordu. Özürlüler federasyonu vardı, özürlüler okulu vardı. Onun verdiği kanun teklifiyle ‘özürlüler’ değiştirilerek ‘engelliler’ kullanılmaya başladı. O yasa teklifin içerisinde sadece bu ayıbın kaldırılması değil aynı zamanda engellilerimizin kamuda istihdam oranları vardı, yanılmıyorsam yüzde 3’ler seviyesindeydi. Ve 6’lar seviyesine çıkarıldı. Hatta bazı meslek gruplarıyla ilgili bazı kurumlarda da bu oran %12'lere kadar taşındı. Onun için kendisini de bir kere daha rahmetle iade ediyorum. Tabii burada emeği geçen herkese şahsım, camia, milletimiz ve tüm engelli kardeşlerimiz adına da şükranlarımı sunuyorum. Ve emeği geçen herkesten de Allah razı olsun diyorum. Hayatını kaybedenleri de rahmetle anıyorum. Mekânları cennet olsun diyorum.

DAHA FAZLA ÇALIŞMAMIZ GEREKTİĞİNİ KABUL ETMEK ZORUNDAYIZ

Tabii çok önemli mesafeler kat ettik ama aynı zamanda bununla birlikte konuyla ilgili çok daha fazla eksiklerimizin olduğunu çok fazla çalışmamız gerektiğini ve yapmamız gereken çok fazla iş olduğu gerçeğini de kabul etmek zorundayız. Biraz sonra zaten kaynağından dinleyeceğiz. Dolayısıyla da o konuda da üzerimize düşen her türlü girişimi de gerçekleştireceğiz.

ÜLKELERİN GELİŞMİŞLİĞİNİ ÖLÇMEK İÇİN ÖNCE ENGELLİLERE BAKILIR

Kıymetli kardeşlerim, değerli basın mensupları, kıymetli ve çok değerli müstesna misafirlerimiz. Bir toplumda yaşayan engellilerin hangi şartlarda hayatlarını sürdürdükleri, idame ettirdikleri devletler için, milletler için gelişmenin ve insan haklarının neresinde olduklarıyla ilgili en önemli kriterlerin başında gelmektedir. Yani bir toplumun gelişmişliğini ölçmek istiyorsanız, bir devletin gelişmişliğini ölçmek istiyorsanız önce bakmanız gereken noktalardan bir tanesi engellilerle ilgili hangi aşamadalar? Engellilere neler vermişler? Onların hayatlarını kolaylaştıracak ve sürdürecek mutlu bir şekilde sürdürme noktasında hangi mesafedeler? Önce oraya bakılır.

Aynı şekilde engelliler için hayatın ne ölçüde kolaylaştırabildiğimiz, onları gönlümüzde, aklımızda ve sosyal hayat içinde nasıl konumlandırdığımız, insan olmanın ve hayat gayemiz olan inanç ve değerlerimizi hayatımıza ne ölçüde hatim kılabildiğimizin de en önemli göstergelerinden bir tanesidir. 

ENGELLİLİK, SİYASET ÜSTÜ BİR MESELEDİR

Peki, bu konuda siyaset ne yapmalıdır? Bugüne kadar yaptıklarının dışında bundan sonraki aşamalarda ne yapmalıdır? Hangi adımları atmalıdır? Bize göre engellerimize dair meseleler bir kere asla politik çekişmelere kurban edilmemelidir. Sen ben kavgası burada asla olmamalıdır. Bu çünkü hepimizin ortak meselesidir. Siyaset üstü bir meseledir. Bir ayrıntıyı hiçbir zaman unutmamalıyız ve aklımızdan çıkarmamalıyız. Engellilerimizin hayat şartlarının iyileştirilmesine dair atılacak her adım milletimizin bütün kesimlerince en geniş mutabakatla desteklenecektir. Çünkü bütün vatandaşlarımızın bu konuda engellilerimizle yapılacak her olumlu adımı kalpten desteklediğini biliyoruz. Bu bir kere büyük bir avantaj ve bu konuda adım atacaklarında büyük cesaretlendirecek bir destektir. Dolayısıyla bu konuda yaşanacak eksiklikleri hiçbir mazeretle izah etmek mümkün değildir. Yani bir eksiklik var, bu yapılmıyorsa bunun mazereti olmaz. Mutlaka bu yapılması gerekiyor.

YEREL YÖNETİMLERE DE GÖREV DÜŞÜYOR

Tabii burada merkezi hükümet dışında yerel yönetimlere özellikle çok önemli görevler düşmektedir. Biz Büyük Birlik Partisi olarak belediyelerimizde bu konuda büyük hassasiyet gösteriyoruz. Ve belediye başkanlarımız da burada yaptığımız toplantılarda da bu konuya özellikle dikkat çekiyoruz. Seçim öncesi hazırladığımız yerel seçim beyan namemizde de zaten bununla ilgili de ayrıntı var. Bunu da tamamen şu ana kadar belediyelerimizde hemen hemen bu vaatlerimizin önemli bir kısmını da yerine getirdik. Kalan kısmını da inşallah bu süre içerisinde yerine getireceğiz. Ve özellikle yaşadıkları şehirlerde, illerde, ilçelerde hatta köylerde engellilerimiz için hayatı kolaylaştırmak için her şeyin en iyisinin yapılması gerektiğini ifade ediyoruz.

Siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, belediyelerin, diğer merkezi hükümet kurumlarının ve insanlarımızın kendisiyle yüzleşmesi gerekiyor. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak Türkiye'nin herhangi bir şehrinde yayaların kullandığı herhangi bir yol veya kaldırım veya geçiş bir engellinin mesela tekerlekli sandalye kullanan bir vatandaşımızın kullanımına uygun değilse bunu orada yetki sahibi olan belediyenin görevini yapmadığı dışında herhangi bir şekilde izah etmek mümkün değildir. İsterse yapılabilecek bütün hizmetleri yapsın. Bunu yapmadığı sürece o belediye başkanlığı biz görevini yapmamış sayıyoruz.

ENGELLİLERE UYGUN YAPILMAYAN BİNALARA YAPI RUHSATI VERİLMEMELİ

2025 yılındayız. Maalesef dediğim gibi pek çok mesafe alındı ama ideal noktada değiliz. Ya da engellerimizin ve hepimizin arzu ettiği noktaya henüz ulaşmış değiliz. Bunun dışında önce kamu kurumları olmak üzere tüm binaların engellilerimizin kullanımına uygun inşa edilmeleri kullanılmaları ya da revize edilmeleri mutlaka bir kural haline getirilmelidir. Ve bu şekilde yapılmayan binalara asla yapı ruhsatı verilmemelidir.

Kıymetli kardeşlerim bu duygu ve düşüncelerle tekrar kıymetli misafirlerimize, engelli kardeşlerimize, sporcularımıza bir kere daha hoş geldiniz diyoruz. 3 Aralık Dünya Engeller Günü'nün engellilere dair toplumsal bilincin gelişmesine, ülkemize ve tüm dünyada hiçbir engel ve ayrım söz konusu olmadan herkes için mutlu bir geleceğe vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Tüm engelli kardeşlerimizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. ‘Engel olma, farkında ol’ diyoruz."

Galeri