Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Uşak İl Başkanlığımızın yeni binasının açılışını gerçekleştirdi. Açılış sonrası basına açıklamalarda bulunan Sayın Genel Başkanımız, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Genel Başkanımız Sayın Destici’nin açıklamaları şöyle:
Kıymetli basın mensupları, değerli arkadaşlarım, kıymetli Uşaklılar ve değerli vatandaşlarım; öncelikle sizleri sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum. Uşak'ta bulunmaktan, yeni il binamızı ziyaret ediyor olmaktan; dün kongresini gerçekleştiren Uşak il teşkilatımıza, il başkanımıza, yönetimine hayırlı olsun ziyaretinden öncelikle duyduğum memnuniyeti ifade ediyor; hepinizi sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
İL BAŞKANIMIZ SAYIN ALİ KARACA’YA BAŞARI DİLEKLERİ
Öncelikle dün gerçekleşen olağan kongrede il başkanı olarak seçilen ve görevine devam eden Ali Karaca kardeşimizi ve yönetimini tebrik ediyorum ve başarılar diliyorum. Başarılı olacaklarına da yürekten inanıyorum. Çünkü hem bilgisi hem tecrübesi hem ocak terbiyesi, davaya olan bağlılığı ve şuuruyla Ali kardeşimizin yönetimiyle birlikte bu görevi de en üst düzeyde başarılı bir şekilde yapacağına inanıyorum. Ve kendisine tekrar başarılar diliyorum. Ekibine tekrar başarılar diliyorum.
UŞAK İL BİNAMIZIN AÇILIŞI
Dün ben de Denizli İl Kongresi'nde olduğum için dünkü kongreye katılamadım. Ve hassaten bugün buraya gelerek hem il başkanımıza hem de yönetimine hayırlı olsun dileklerimizi iletmek istedim. Yeni il binamızın açılışını da gerçekleştirdik. Hayırlı olsun; Cenab-ı Hak hayırlı hizmetler yapmayı nasip eylesin. Buradan inşallah sayın valimizi ziyaret edeceğiz. Kendisine şehrimizin, Uşak'ımızın temel meseleleri, sorunlarıyla ilgili; problemleriyle ilgili, talepleriyle ilgili, durumuyla ilgili bilgi alışverişinde bulunacağız. Akabinde biliyorsunuz Uşak Üniversitemizin yeni rektörü atandı. Kendisine de uğrayacağız. Kendisine de teşkilatımızla birlikte hayırlı olsun ve başarı dileklerimizi ileteceğiz ve daha sonra da Sanayi ve Ticaret Odamızı ziyaret ederek sanayicimizin, tüccarımızın, ticaret odası mensuplarımızın taleplerini dinleyeceğiz. Durumlarını dinleyeceğiz. Ve inşallah bir nebze de olsa çare olabilirsek, yardımcı olabilirsek bundan da büyük memnuniyet duyacağımızı ifade etmek istiyorum.
ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI
Kıymetli kardeşlerim, öncelikle tekrar bütün milletimizin ve İslam aleminin üç aylarını tebrik ediyorum. Bu üç ayların ülkemiz, milletimiz, İslam alemi için hayırlar getirmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Gazze'den Doğu Türkistan'a, Kırım'dan Balkanlara, Suriye'den Türkmeneli'ne, Myanmar'a kadar tüm mazlum coğrafyaların kurtuluşuna da vesile olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.
SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİNE DUA
Değerli kardeşlerim, Türk tarihi büyük zaferlerle doludur. Aynı zamanda büyük destanlarla doludur. Bu destanlardan birisi de 111 sene önce Sarıkamış'ta yazılmıştır; Sarıkamış Destanı'dır. Bu destan üzerine pek çok roman yazılmıştır, türküler söylenmiştir, ağıtlar yakılmıştır. Onun için Sarıkamış'ta vatan için, millet için; aziz vatanımız düşman çizmeleri altında ezilmesin, vatan toprakları işgal edilmesin diye canlarını hiçe sayarak Sarıkamış'ta, Allahuekber Dağları'nda donarak şehadete yürüyen on binlerce şehidimizi bir kez daha Sarıkamış Harekâtı'nın yıl dönümünde rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum. Ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Onlar şehit oldular, şehadete yürüdüler ama gerçekten işte bu büyük Türk milletinin söz konusu vatan olduğunda neler yapabileceklerini de ortaya koydular. Bunu da hem içerideki hem dışarıdaki bütün vatan düşmanlarının da bir kez daha hatırlamasını buradan salık veriyorum. Onun için biz sabırlı bir milletiz. Biz tahammüllü bir milletiz. Biz hoşgörülü bir milletiz. Ama bıçak kemiğe dayandığında ne yapılması gerekiyorsa canımız pahasına onu yapar; vatanımızı, ülkemizi, devletimizi ve milletimizi koruruz evelallah.
2026 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ
Kıymetli kardeşlerim, değerli vatandaşlarım, değerli arkadaşlarım; bir başka mevzu, biliyorsunuz dün 2026 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2024 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi, Meclis Genel Kurulunda 320 evet, 249 hayır oyuyla kabul edildi. Ben öncelikle bütçenin ülkemiz, milletimiz için hayırlı olmasını elbette niyaz ediyorum.
YÜKSEK ENFLASYON,YÜKSEK FAİZ; BÜTÇE AÇIĞI, CARİ AÇIK
Ama şunu da söylemeden geçemeyiz: Maalesef ekonomimizin en temel problemlerinden olan yüksek enflasyonun, yüksek faizin iki sebebi var. Daha doğrusu ekonomimizin olumsuzluğunun temel iki sebebi var. Bunlardan birisi bütçe açığı, ikincisi cari açık. Yani dış ticaretten kaynaklanan cari açık. Bunların ikisi de hâlâ bugün devam ediyor. Ve baktığımız zaman bütçemizin 2 trilyon 500 milyar civarında yine açık verdiğini görüyoruz. Bu ne yapıyor? Bu, aşağı yukarı 60 milyar dolarlık bir paradan bahsediyoruz. Tahminî 40 milyar dolar da bizim cari açığımız var. Dolayısıyla 100 milyar dolarlık bir açıktan bahsediyoruz. Ve bu açık işte Türkiye'yi borç sarmalına sokan budur. Türkiye'yi yüksek faizle yaşamaya mahkûm eden budur. Esnafımızı, sanayicimizi yüksek faiz altında, kredi faizleri altında inim inim inleten; çalıştığının neredeyse yüzde seksenini, doksanını faize götüren işte bu fotoğraftır. Bu gerçektir. Bu bütçe de maalesef açık vermiştir.
FAİZ ÖDEMELERİ
Yine bu bütçede 2 trilyon 700 milyar civarında da bir faiz ödemesi vardır. Yani bu da ne yapmaktadır? Aşağı yukarı 70 milyar, 65-70 milyar dolar civarında bir faiz ödemesinden bahsediyoruz. Bu, bütçeden faize ayrılan paradır. Direkt Türkiye bütçesinden giden paradır. Esnafımızın, sanayicimizin, üreticimizin ödediği ya da vatandaşlarımızın ödediği; tüketici kredisi alanlar dâhil ödediği faizden ya da kredi kartı faizlerinden bahsetmiyorum. Bu, direkt devlet bütçesinin ödediği, merkezî bütçenin ödediği faizdir.
İnşallah önümüzdeki yıllarda biz bütçe açığının olmadığı, bütçenin açık vermediği ve bu kadar yüksek faiz giderinin olmadığı bir bütçeyi görmek istiyoruz. Büyük Birlik Partisi olarak inanarak söylüyorum, bu kadar yıllık siyasi tecrübeme dayanarak söylüyorum: Versin milletimiz bize yetkiyi; biz nasıl denk bir bütçe yapılacağını, nasıl faizsiz bir bütçe yapılacağını milletimize de herkese de gösterelim Allah'ın izniyle. Bizim bu tecrübemiz, bu bilgimiz ve kadrolarımız var.
Neden bu bir türlü çözülmüyor? Gerçekten bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Daha da ötesi biraz sonra işte Sanayi ve Ticaret Odasında da konuşacağız. Sanayicimiz, tüccarımız niye böyle yüksek enflasyon ve faizin altında ezilir? Ve bütün yüksek faize rağmen finansa erişmekte de zorluk çekiyor. Faizini ödemeye de razı olmuş ama buna rağmen para bulamıyor sanayicimiz. Onun için, bütçeye "Hayırlı olsun." diyoruz. Ama bizim hedefimiz ve beklentimiz; açıksız ve faizsiz bir bütçe beklediğimizi de buradan ifade etmek istiyorum.
11. YARGI PAKETİ
Kıymetli kardeşlerim, değerli basın mensupları, değerli vatandaşlarım; şimdi Mecliste 11. Yargı Paketi, Türk Ceza Kanunu'nda bazı değişiklikler şu anda, bugün Genel Kurulda görüşülmeye başladı. Bir diğer adıyla da İnfaz Yasası. Yani bazı suçlarla ilgili ceza indirimleri yapılacak ve cezaevinden on binlerce kişi erken tahliye hakkına kavuşacak, erken tahliye edilecek. Biz isteriz ki elbette kimse cezaevine girmesin. Cezaevlerimiz kafa kafaya dolu değil, boş olsun isteriz. Yani suç olmasın isteriz Türkiye'de. Ama gerçeğimiz şu: Evet, maalesef bugün Türkiye'de çok suç işleniyor. Eskiden suç dediğimizde aklımıza ne gelirdi? Hırsızlık gelirdi, efendim gasp gelirdi, adam yaralama gelirdi, adam öldürme gelirdi; bu tür suçlar gelirdi. Ama şu anın, bu yüzyılın dünyasında ve Türkiye'sinde suç çeşitleri o kadar çoğaldı ki bugün cezaevlerinde en fazla kim yatıyor diye baktığımızda uyuşturucu suçluları yatıyor. Kim yatıyor diye baktığımızda maalesef tacizciler, tecavüzcüler yatıyor. Kim yatıyor diye baktığımızda yasa dışı bahis oynayanlar yatıyor, kumar oynayanlar yatıyor. Dolayısıyla da bunlarla elbette ki devletimiz, ilgili bakanlığımız, kurumlarımız mücadele ediyor.
Ama maalesef her gittiğim yerde şu gerçeği görüyorum. Her gittiğim yerde... Bir ile gidiyorum; ben son iki aydır aşağı yukarı 20 ile gittim il kongrelerimiz sebebiyle. Her hafta bir-iki tane ile gidiyorum. Ve bu gittiğimde sadece kongre salonuna girip çıkmıyorum. Vatandaşı geziyorum, sanayi odasına gidiyorum, ticaret odasına gidiyorum, valiye gidiyorum. Efendim işte ilgililere gidiyorum, vatandaşla konuşuyorum, esnafı ziyaret ediyorum. Şunu görüyorum neticede: Her ildeki şunu söylüyor: "Başkanım, bizim burada uyuşturucu öyle bir arttı ki belki Türkiye'nin ilk beşindeyiz." İlçeye gidiyorsun, ilçedeki de aynısını söylüyor. Herkes kendi ilinde ve ilçesinde bu melanetin çok arttığını ve en yüksek düzeye çıktığını görüyor. Yani şuna hiç rastlamadım: "Başkanım, Allah'a şükür bizim ilimizde bu yok." Ya da "Elhamdülillah, bizim ilçemizde bu yok." diyene rastlamadım. Herkes diyor ki: "Bizim ilimizde, ilçemizde bu çok arttı." diyor. Demek ki bu tüm Türkiye'nin problemi. Zaten televizyonlarda izliyoruz; televizyonlarda izliyoruz yaşananları, son günlerde hep ibretlik hadiseler var biliyorsunuz. İbretlik hadiseler var ve neticede bir suç eğer önlenemiyorsa o ülkede elbette önleyici tedbirler alınır ama buna rağmen önlenemiyorsa ne yapması gerekir? O suça ait cezaların gözden geçirilmesi gerekir. Yani cezaların artırılması gerekir, caydırıcı hâle getirilmesi gerekir.
KİŞİLERE KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA DEVLET AF YETKİSİ KULLANMAMALI
Onun için biz İnfaz Yasası'nın düzenlemelerini dönem dönem Türkiye'de yaptık. Ama çare oldu mu? Çare olmadığını görüyoruz. Yani özellikle Büyük Birlik Partisi olarak ilkesel bir duruşumuz var her konuda olduğu gibi. O da nedir? O da kişilere karşı işlenen suçlarda bir kişinin başka bir kişiye, bir şahsın başka bir şahsa karşı işlediği suçlarda devlet af yetkisini kullanmamalıdır; indirim yetkisi kullanmamalıdır. O çünkü diyelim geldi birisi sizin babanızı öldürdü, çocuğunuza fenalık yaptı, malınızı çaldı; bunu devlet affetmemelidir. Ancak o vatandaş burada bir af ederse ancak o yapabilir bunu. Yani devlet kendine karşı işlenen suçlarda yapabilir. Yani vergi suçlarında yapabilir, başka suçlarda yapabilir. Onda da tabii "Vergide yapabilir." derken büyük patronlara yapsın anlamında söylemiyorum. Genel anlamda bunu söylüyorum. Yoksa ben vergi affına da karşıyım kökten. Yani niye A şahsı öderken B şahsı ödemiyorsa, üç yıl beş yıl sonra da ona indirim geliyorsa ya da af geliyorsa bunu da doğru bulmuyorum. Bunu da doğru bulmuyorum. Yani normalde af mümkün olduğu kadar yapmamak gerekir aslında. Hele bu uyuşturucu gibi; taciz, tecavüz gibi katalog suçları dediğimiz suçlarda asla yapmamamız gerekiyor. Af adı altında değil de böyle infaz adı altında bu tür uygulamalar yapılıyor. Ben şahsen kişiye karşı işlenen suçlarda bunu da doğru bulmadığımızı buradan açıkça Büyük Birlik Partisi olarak ifade etmek istiyorum.
DEM’İN RAPORUNDAKİ “TERÖRİSTLERE AF” TALEBİ
Kıymetli kardeşlerim, kıymetli dava arkadaşlarım; bu afla ilgili bir şey daha söyleyeyim. Mesela çok konuşulduğu için söylüyorum, teröristlerle ilgili de konuşuluyor. DEM Parti'nin raporuna bakarsan, PKK'nın partisinin terörist başı Abdullah Öcalan'dan aşağıya kadar hepsi affedilsin diyor. Hatta "Affedildikleri yetmez, tazminat ödensin." diyor. "Siyaset yolu açılsın." diyor. "İş isteyene iş, aş isteyene aş verirsin." diyor. Böyle bir şeyi bu devlet, bu ülke, bu millet kabul edebilir mi yani? Ama hainlerde yüzsüzlük, hadsizlik, pervasızlık zirve yapmış vaziyette. Efendim, "suça karışmamış PKK'lı"... Şimdi bir kere kendi içinde çelişki; suça karışmamış PKK'lı... PKK'lı olup da suça karışmamak diye bir şey olur mu ya? PKK'lıysa zaten suça karışmış. İlla adam vurması gerekmiyor. Biri askeri şehit ederken öbürü de onun çantasını taşımış; yani o suça karışmış, bu karışmamış mı oluyor şu anda? Zaten örgüt üyeliği başlı başına bir suç. Onun için biz burada da kesinlikle affa karşı olduğumuzu bu vesileyle bir kere daha ifade etmek istiyorum.
DEM PARTİLİ GEORGE ASLAN’IN NOEL’İN RESMÎ TATİL İLAN EDİLMESİ TEKLİFİ
Kıymetli basın mensupları, değerli vatandaşlarım, değerli arkadaşlarım; bakın işte biraz önce söyledim ya, bu hadsizlik sınır tanımıyor. Ve bu PKK'nın, onun partisinin bizden olmadığını; yani Kürt de olmadığını Türk de olmadığını, Arap da olmadığını, bizim inancımıza ait olmadığını, bizim kültürümüze ait olmadığını biz yıllardır söylüyoruz. Bunlar sosyalist, Marksist, Maocu bir kafa; yaşantıları da öyle zaten, bunu da gizlemiyorlar. Bak ne diyor DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan? Noel'in resmî tatil ilan edilmesi için Meclise kanun teklifi sunmuş. Yani bir Noel'imiz kalmıştı; şimdi bu PKK'lılar sayesinde neticede bunu da görmüş olduk. Bunlar zorunlu din derslerine karşılar ama... DEM'in raporunda ne yazıyor? "Zorunlu din dersleri kaldırılsın." yazıyor. Zorunlu din derslerine karşılar, başörtüsüne karşılar, İmam Hatiplere karşılar; LGBT'yi savunurlar. Ondan sonra işte Noel'i isterler. Yani bize ait olan her şeye karşılar; bize ait olmayan her şeyin de yanındalar.
Burada en çok kimin uyanması ve dikkat etmesi lazım? Bizim Kürt kardeşlerimizin. Elhamdülillah bizim onlarla, yani bu ülkede Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni, Arap, Boşnak, Çerkez her neyse; bu kardeşliğimizi kimse bugüne kadar bozamadı, bundan sonra da bozamayacak. Burada da vardır, değil mi, Kürt etnik kökenine mensup? Hiç kimsenin aklına gelir mi bu Kürttür, bu PKK'lıdır?
Benim kapı komşum da aynı şekilde. Yani bir sürü akrabalarımız var, kız alıp kız vermişiz. Elhamdülillah 41 yıldır PKK bunu başaramadı, bundan sonra da başaramayacak. Biz devletin varlığının, bu ülkenin bütünlüğünün, bu milletin birliğinin yanında olan herkesi kardeşimiz olarak görüyoruz; etnik kökenine, mezhebi anlayışına göre değerlendirmiyoruz.
UŞAK’IN SU KRİZİ
Kıymetli kardeşlerim, bir de Uşak'tayız; Uşak'ın içinde bulunduğu meseleler var. Mesela kamuoyuna en çok düşen, bizim de televizyonlardan takip ettiğimiz Uşak'ta büyük bir su krizi var. Uşak'taki özellikle içme suyu barajlarının tükendiğini, sıfıra indiğini izliyoruz televizyonlardan ve su kesintilerinin yaşandığını biliyoruz. Hamdolsun, dün de yağdı mı buraya bilmiyorum, birkaç gündür yağış var. İnşallah bu yağış devam eder ve bu susuzluk bitirilir ama tabii ki burada yönetim hatalarını görmemiz lazım. Yani yağmur yağmayacağına göre hesap yapmak lazım bir sene, iki sene; değil mi?
Hazreti Yusuf'un hikâyesini hepimiz biliyoruz. Firavun'un gördüğü rüya; o rüyayı Hazreti Yusuf'un işte açıklaması... Yedi yıl bolluk olacak, yedi yıl kıtlık olacak. Buna göre işte ambarların doldurulması bolluk yıllarında ve daha sonra o kıtlık yıllarında da… İşte hayatın idame ettirilmesi. Bizim de özellikle yerel yönetimlerimiz yatıyorlar. "Nasıl olsa yağmur yağar, nasıl olsa kar yağar." Kardeşim, yağmayabilir; bu Allah'ın takdirinde olan bir şey. Neticede sen dünyanın ısındığını biliyoruz, yani mevsim… Şartlarının değiştiğini biliyoruz, küresel bir ısınma var. Buna göre sen tedbir alacaksın. Yeni baraj yapacaksın, barajlarına su kaynakları bulacaksın, suda tasarruf yapacaksın; en önemlisi suda kayıp kaçağı önleyeceksin.
Burada kaçaktan kastımız, iki türlü kaçak var: Bir, suyu kaçak kullananlar var; iki, hatlarda yani barajdan evde ya da iş yerinde musluktan akana kadar olan o süreçteki kaçaklardan bahsediyorum. Bu nereden kaynaklanıyor? Bu boru hatlarından tutun da işletilen sisteme kadar her noktadan kaynaklanabiliyor. Bunların yenilenmesi lazım, altyapının yenilenmesi lazım. Mesela bizim Sivas Belediyesi hem boruları yenilerken bir taraftan bir taraftan da SCADA sistemini uygulamaya başladı ve şu anda ilk etapta su tüketiminde bütün şehirde yüzde 20’ye varan bir kazanç elde etti. Yani işte barajdan musluğa kadar ki olanda bu sistemler uygulanmadığı zaman, bu borular yenilenmediği zaman yüzde 40-50'ye varan kaçaklar oluşabiliyor, sızıntılar oluşabiliyor. Bunlar yapılmamış; bunlar yapılmamış Uşak'ta demek ki. Pek çok yerde yapılmamış. Onun için burada bir an önce…
Tabii yerel yönetim bundan birinci derecede sorumludur ama içme suyu dediğimiz zaman elbette ki merkezî yönetim de burada meseleye el atmalı ve DSİ kanalıyla yeni gerekiyorsa barajlar yaparak ya da mevcut barajları rehabilite ederek işte bu kayıp kaçağı tespit edip bunları efendim sonlandırarak Uşak'ı susuz bırakmamamız gerektiğini ifade ediyorum.
Katılımınızdan dolayı siz kıymetli basın mensuplarımıza, arkadaşlarımıza teşekkür ediyor; hepinizi sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
Genel Başkanımız Sayın Mustafa Destici, Denizli Olağan İl Kongresinde konuştu